YURT DIŞINDA DÜZENLENEN GAYRİMENKUL BAĞIŞ SÖZLEŞMESİNİN GEÇERLİLİĞİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

YURT DIŞINDA DÜZENLENEN GAYRİMENKUL BAĞIŞ SÖZLEŞMESİNİN GEÇERLİLİĞİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

*Av. Bülent SEYHAN / Stj. Av. Deniz Mete ÖZCAN

            Bu yazımız son zamanlarda karşılaştığımız bir olayla alakalıdır. Söz konusu olayda muris Türkiye Cumhuriyeti’nde vefat etmiş bununla bağlantılı olarak Türkiye’de bulunan taşınmazın miras yoluyla intikalinin yolu açılmıştır. Bunun üzerine müvekkil bize Rusya’da düzenlenmiş bir vasiyetnameyle başvurmuştur. Ayrıca bir diğer husus olarak onun gibi mirasçı olan kardeşinin bir bağışlama sözleşmesiyle miras kalan gayrimenkuldeki payını kendisine devretmeyi istediğini beyan etmiştir. Bu yazımızda Rusya’da düzenlenen belgelerin Türkiye’deki geçerlilik şartlarını, şekline ve esasına uygulanacak hukuku tartışacağız. 

            Konuya ilişkin öncelikle, yürürlükte olan Türk Borçlar Kanunu’nun 288’inci maddesini incelemek gerekmektedir;

Türk Borçlar Kanunun Madde 288“Bağışlama sözü vermenin geçerliliği, bu sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.

Bir taşınmazın veya taşınmaz üzerindeki ayni bir hakkın bağışlanması sözü vermenin geçerliliği, ancak resmi şekilde yapılmış olmasına bağlıdır.

Şekle uyulmaması sebebiyle geçersiz olan bağışlama sözü verme, bağışlayan tarafından yerine getirildiğinde, elden bağışlama hükmündedir. Ancak, geçerliliği resmi şekilde olan bağışlamalarda bu hüküm uygulanmaz.”

            Yukarıdaki madde incelendiğinde anlaşılacağı üzere gayrimenkul bağışında, sözleşmenin geçerli olabilmesi için noterler tarafından resmi olarak düzenlenmesi gerekmektedir.

            Bu noktada yabancılık unsuru içeren belgeleri değerlendirmek için Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 7’nci ve 25’inci maddelerini incelemek doğru olacaktır;

MÖHUK madde 7- “Hukukî işlemler, yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukukî işlemin esası hakkında yetkili olan hukukun maddî hukuk hükümlerinin öngördüğü şekle uygun olarak yapılabilir.”

MÖHUK madde 25- “Taşınmazlara veya onların kullanımına ilişkin sözleşmeler taşınmazın bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.”

            Yukarıda verilmiş 7’nci maddeden anlaşılabileceği üzere Rusya’da düzenlenen bir hukuki işlem Rusya yasalarının ön gördüğü şekle bağlı olarak yapıldığı sürece Türkiye Cumhuriyeti’nde geçerli olacaktır. Olayımız özelinde miras bırakan Rusya’da bir noterde, Rusya pozitif kanunlarının ön gördüğü şekilde bir vasiyetname düzenlemiştir. Söz konusu bu vasiyetname şekil şartları bakımından Rusya Federasyonu pozitif hukuku özelinde incelenecektir. Aynı şekilde gayrimenkul bağışlama sözleşmesinde de Rusya pozitif hukukunun ön gördüğü şekil şartlarına uyulduğu sürece Türkiye’de geçerli sayılacaktır.

            Bilgi notumuza konu olan söz konusu gayrimenkul bağışlama sözleşmesinin esasına ise Türk Hukuku uygulanacaktır. Zira 5718 sayılı kanunun 25’inci maddesini incelediğimiz takdirde taşınmazla alakalı sözleşmelerin esasına uygulanacak hukuk, taşınmazın bulunduğu ülke hukukudur. Bu duruma benzer olarak kanun koyucu 5718 sayılı kanunla taşınır malların miras ile intikaline uygulanacak hukukun ölen kişinin milli hukuku olduğunu fakat taşınmaz malların miras yoluyla intikalinde uygulanacak hukukun taşınmazın bulunduğu ülke hukuku olduğunu düzenlemiştir. Taşınmazın miras ile intikaline ilişkin yapılacak mahkeme müracaatlarında ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğunu düzenlemiştir. Bu hususlara açıklık getirdikten sonra Rusya kanunlarının bağışlama sözleşmesiyle alakalı hükümlerinin tercümelerini sizlere sunmayı uygun görüyoruz.

Rusya Federasyonu Medeni Kanunu, Bağışlama Sözleşmesi başlıklı 572. madde

“ 1. Bağışlama (hibe) sözleşmesi gereğince taraflardan birisinin (bağışlayan) herhangi bir bedel talep etmeden diğer tarafa (bağışlanan) doğrudan ya da başka birisine talimat vererek bir eşyayı vermesi veya o mala ait kullanım hakkının verilmesi için  üçüncü bir kişiyi görevlendirmesi, diğer bir durumda ise karşı tarafın (bağışlanan)  bir kişi karşısındaki yükümlülüğünün ya da borcunun ödemesini yapmak veyahut bunu yapması için üçüncü kişileri görevlendirmektir.

Karşılıklı olarak malların teslimi söz konusu ise ya da karşılıklı sorumluluk var ise bu durum bağışlama (hibe) olarak kabul edilmeyecektir. Bu kanunun 170. Maddesinin 2. fıkrasında öngörülen kurallar böyle bir sözleşme için geçerli olacaktır. (*tercüman notu- muvazaalı sözleşmeye ilişkin hüküm*)

2. Bir şeyi veya mülkiyet hakkını bedelsiz olarak birine devretme veya birisini bir mülkiyete bağlı yükümlülüğünden kurtarma sözü (bağış vaadi) bir bağışlama sözleşmesi olarak kabul edilir ve sözleşme uygun şekilde yapılırsa (madde 574’ün 2. Fıkrası) bağışlayanı ve gelecekte bir şeyi veya hakkı belirli bir kişiye ücretsiz olarak devretme veya onu bir mülkiyet yükümlülüğünden kurtarma niyetini açıkça ifade eder.

Malının tamamını ya da bir kısmını belli başlı nesneleri özellikle belirtmeden bağışladığını bildirmek ve buna yönelik söz vermek mal hakkından ya da belli başka kullanım haklarından feragat ettirmez yani geçersizdir.

Bağışlanana yapılacak teslimin, bağışlayanın ölümüne müteakip yapılacağını düzenleyen bağışlama sözleşmesi batıldır.

Bu tür bağışlama sözleşmeleri için medeni kanunun mirasla ilgili hükümleri uygulanacaktır.”

Rusya Federasyonu Medeni Kanunu, Bağışlama Sözleşmesinde Şekil başlıklı 574. Madde

 “1. Bu 2. ve 3. fıkralarında öngörülen durumlar dışında, bir hediyenin alıcıya devri ile bir bağış sözlü olarak yapılabilir.

Bir şeyin bağışı (hibe), bağışa konu malın verilmesi, sembolik olarak bir nesnenin (anahtar… vs.) ya da bir mal üzerinde hak sahibi yapan belgelerin verilmesi ile gerçekleşmiş sayılacaktır.

2.Taşınır malların bağışlanması (hibe) halinde şu durumlarda adi yazılı şekilde sözleşme düzenlenmelidir.

Bağışlayanın tüzel kişi olması ve hediyenin değerinin üç bin rubleyi aşması;

Gelecekte meydana gelecek bir bağışlama (hibe) sözünün verilmesi,

Bu fıkrada öngörülen hallerde, sözlü olarak yapılan bir bağışlama sözleşmesi hükümsüzdür.

3. Gayrimenkul bir malın bağışlanmasına ilişkin sözleşme devlet tesciline tabidir.”

            Yukarıda verdiğimiz maddeleri incelediğimizde, bağışlama sözleşmesinin esasına dair hükmün bizim borçlar kanunumuzda olan hükümle benzerlik gösterdiğini söylemek yanlış olmaz. Ayrıca Rusya Federasyonu Medeni Kanun’u taşınmazların bağışlanmasına ilişkin sözleşmelerin devletçe tescil edilmesi gerektiğini düzenlemiştir. Tam da bu nedenle aşağıda Rusya Federasyonu medeni kanunun “Gayrimenkullerde Devlet Tescili” başlıklı maddenin tercümesini sunuyoruz.

Rusya Federasyonu Medeni Kanunu, Gayrimenkullerde Devlet Tescili başlıklı 131’inci madde-“1. Gayrimenkulün mülkiyeti ve diğer mülkiyet hakları, bu haklara ilişkin kısıtlamalar, bunların oluşumu, devri ve feshi, gayrimenkulün haklarının ve onunla yapılan işlemlerin devlet tarafından tescilini gerçekleştiren organlar tarafından birleşik devlet sicilinde devlet tesciline tabidir. Aşağıdakiler tescile tabidir: mülkiyet hakkı, ekonomik yönetim hakkı, operasyonel yönetim hakkı, ömür boyu devralınabilir mülkiyet hakkı, sürekli kullanım hakkı, ipotekler, irtifak hakları ve bu Kanun ve diğer yasaların öngördüğü durumlarda diğer haklar.

2. Kanunla öngörülen durumlarda, devlet tescili ile birlikte, belirli gayrimenkul türlerinin özel tescili veya özel gayrimenkul türlerinin tescili gerçekleştirilebilir.

3. Resmi tescil işlemlerinden sorumlu olan kamu organı hak sahibinin talebine istinaden bu işlemin sonucunu tasdik edici bir belgeyi hazırlayarak yapılan işlemin resmiyetini ortaya koyar.

4. Gayrimenkullerin ve onlarla alakalı yapılan işlemlerin resmi kaydından sorumlu olan devlet organı yapılan kayıt işlemleri ile ilgili bilgiyi herkese vermek zorundadır.

Söz konusu bu bilgi, kayıtların yapıldığı her organ tarafından verilmek zorundadır. Kaydın hangi yerde ve hangi kurumda yapıldığına önem atfedilmez.

5. 02.07.2013 tarihli ve 142- FZ sayılı Federal Kanunla, 1 Ekim 2013 tarihinde mülga edildi.

6. Taşınmaza ilişkin hakların devlet tarafından tesciline ilişkin usul ve bu hakların tescilinin reddedilmesinin gerekçeleri, işbu kanuna muhalefet etmemek şartıyla gayrimenkul malların üzerindeki haklar hakkında kanunla düzenlenir.”

            Görüldüğü üzere Rusya Federasyonu’nda da gayrimenkullere ilişkin kayıtlar tapu ve kadastro müdürlüğünde yapılmaktadır. Ayrıca Rusya’nın federe bir devlet olması dolayısıyla yukarıdaki kanun maddesinde, kayıt yapılacak sicilin “birleşik”, bir diğer ifadeyle ülke çapında olması da dikkat çekicidir. Tapu kayıtlarının aleniliği hakkındaki hüküm ise ülkemizin pozitif mevzuatıyla paralellik göstermektedir.

            Seyhan Hukuk Bürosu olarak 28 yıllık deneyimimiz, farklı dilleri akıcı şekilde konuşabilen avukatlarımız ve dünyanın birçok yerinde bulunan iş ortaklarımızla ulusal ve uluslararası düzeydeki hukuki işlemlerinizle ilgilenebilir, bu yazımızda bahsettiğimiz gibi dokümantasyonlarınızı titizlikle takip edebilir ve hak kayıplarının önüne geçmenize yardımcı olabiliriz. Türkiye’nin en iyi avukatlarıyla iletişim kurmak için sol tarafta bulunan WhatsApp ya da Telegram butonlarına tıklayabilir veya aşağıda bulunan sabit numarayı arayabilirsiniz.

VAKA VE KARAR ANALİZİ: DOLANDIRILAN KİŞİLERE KARŞI BANKALARIN SORUMLULUĞU VE FRAUD KONTROLÜ

VAKA VE KARAR ANALİZİ: DOLANDIRILAN KİŞİLERE KARŞI BANKALARIN SORUMLULUĞU VE FRAUD KONTROLÜ

            Müvekkil, 2022 yılının 3. ayında bizlere başvurarak başından geçen dolandırıcılık olayıyla  ilgili danışmanlık talep etmiştir. Olay şu şekildir:

Belli oranda görme bozukluğu olan müvekkil,  banka numarasına benzer bir numaradan aranınca bankadan arandığını düşünerek telefonu yanıtlamıştır. Dolandırıcılar müvekkile kredi başvurusu yapıp yapmadığını sormuş, müvekkil yapmadığı yanıtını verince dolandırıcılar müvekkilden mobil şubeye girmesini söylemişlerdir. Bu sırada müvekkile fon bozdurma işlemleri yapıldığını, hesabında olağandışı hareketlerin yaşandığını söyleyerek sesli yanıt sistemine aktardıkları kandırmacası ile önce şifreyi değiştirmişler sonrasında gerçekten fon bozdurup EFT talimatı vermişlerdir. Bu sırada müvekkil tekrardan müşteri hizmetleri sandığı kişi ile görüşmüş “provizyon iade işlemi yapılacak” şeklindeki ifadeler ile dolandırılarak eft işlemine de onay vermiştir.

Müvekkil kısa bir süre sonra dolandırıldığını anlamış hızlıca bankayı aramış, işlemlerin iptalini talep etmiş ancak sonuç alamamıştır. Sonrasında ise savcılığa giderek şikayetçi olmuştur. Burada şunu belirtmek gerekir; dolandırıcılar paraları, eft yaptıkları hesapta tutmayıp kripto para borsalarından birine aktarmış ve böylece takibini zorlaştırmışlardır.

Danışmanlık kısmında müvekkile, bankaların ağırlaştırılmış sorumluluğunu anlatarak somut olayda bankanın anormal işlemlerle alakalı gerekli tedbirleri almadığından ve fraud izleme yönteminden bahisle, dolandırılan paranın bir miktarının bankadan tahsil edilebilme ihtimalini anlattık. Ancak kendisinin de belli oranda kusurlu olduğunu ve müterafik kusuru izah ettik. Tüketici işlemi olduğu için tüketici lehine yorum ilkesinden bahsettik. Sonrasında ise dava açmaya karar verdik.

            Tüketici mahkemesinde açtığımız davada, temel tezlerimiz bankaların güven kurumu olduğu, bu nedenle sorumluluklarının da ağırlaştırılmış olması gerektiği ve objektif özen yükümlülüğü bulunduğu şeklindeydi. Nitekim bankalar gerek ilgili mevzuat gerekse de kuruluş amaçlarından yola çıkılarak hakkaniyet ilkesi gereği teknolojinin en güncel gelişmelerinden yararlanarak müşteri veya mudilerini korumak zorundadır. Bu noktada özellikle müvekkilin daha evvel yaptığı işlemler, işlemlerin sıklığı, yeni bir hesaba para aktarımı gibi hususlar gözetildiğinde olağan dışı hareketlerin  olduğu ve bankanın fraud izleme yöntemini (ödemenin müşteriye ait olup olmadığını denetleyen bir izleme/kontrol sistemi) aktif etmekte kusura düştüğü açıktır.

Konuya ilişkin mevzuata bakıldığında 15 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik’in 36. maddesi şu şekildedir:

MADDE 36 – (1) Banka, elektronik bankacılık hizmetleri kapsamında gerçekleşen olağan dışı, sahtekârlık amaçlı veya dolandırıcılık riski bulunan işlemleri tespit etmeye ve bunları önlemeye yönelik işlem takip mekanizmaları kurar. İşlem takip mekanizması kapsamında uygun olan durumlarda asgari olarak aşağıdaki risk unsurları takip edilir:

  1. Finansal sonuç doğuran işlemlere yönelik bilinen dolandırıcılık yöntemleri,
  2.  Gerçekleştirilen her bir bankacılık işleminin tutarı ve bu tutarlara göre müşterinin

konum bilgisi de kullanılarak normal dışı bir ödeme, fon transferi ya da davranış deseni

gösterip göstermediği,

c) Kaybolmuş, çalınmış ya da yetkisiz kişilerce ele geçirilmiş kimlik doğrulama unsurlarının listesi,

ç) Her bir kimlik doğrulama oturumuna yönelik olarak zararlı yazılımların bulaşmış

olabileceğini gösteren belirtiler.

(2) Banka, riskli işlemleri filtreleyerek değerlendirir ve bu filtrelere takılan müşterileri

daha yakından takip eder. Riskli işlemlerin gerçekleştirildiğinin tespit edilmesi halinde

banka, telefon ya da kısa mesaj gibi uygun yöntemlerle müşterilerin en kısa sürede

uyarılmasını sağlar.”

Maddenin birinci fıkrasında geçtiği üzere bankalar işlem takip mekanizmalarını kurmak ve riskli işlemleri takip edip müşterilerini uyarmak zorundadır. Öte yandan dosyaya da sunduğumuz konuya ilişkin doktrin görüşleri ve yüksek yargı kararları ise şu şekildedir:

“Müşterilerin internet bankacılığını kullanmakta olması bankaların mevduatı koruma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı gibi, sorumluluğunu da hafifletmeyecektir. Bu kapsamda işlemlerini internet ortamına taşıyarak daha fazla müşteri kitlesine ulaşmak ve dolayısıyla daha fazla kâr elde etmek isteyen bankanın, buna paralel olarak gerekli teknolojik ve yazılımsal önlemleri alması, gelişen teknoloji karşısında kötü niyetli üçüncü kişilerin internet bankacılığı sistemine girişimlerini anında engelleyecek güvenlik mekanizmasını oluşturması, sistemini sürekli güncelleyerek yenilemesi, herhangi bir usulsüz işlemle karşılaşıldığında gerekli önlemleri almanın yanı sıra müşterilerini de anında bilgilendirmesi gerekmektedir”(Savaş, Abdurrahman; İnternet Bankacılığı ve Tarafların Yükümlülükleri, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 19, S. 2, s. 151.) .

” Davalı banka adam çalıştıran sıfatı ile de sorumludur. Bilindiği gibi adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu olmayıp olağan sebep sorumluluğudur. Burada Yasa adam çalıştırana genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü, bir gözetim ödevi yüklemiştir. Adam çalıştıranın sorumluluğu, kendisinin veya emrinde çalışan yardımcı kişinin kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın, kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında, uygun illiyet bağının bulunması yeterli kabul edilmiştir. Adam çalıştıran, görülecek işe uygun fikri, mesleki bilgi ve yeteneklere sahip bir kişi seçmekle yükümlüdür. Seçeceği yardımcı kişinin, göreceği iş için vasıflı, yeterli eğitim görmüş, yeni bilgi, yöntem ve teknikleri özümsemiş ve izlemiş olmasını arayacaktır.” (Prof. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. 2, 4. Bası, sh. 160)

“Davacının internet bankacılığı kullanırken, sanal klavye kullandığı, ayrıca bilgisayarında anti virüs programının bulunduğu, bu durumda davacının sıradan bir bilgisayar kullanıcısının alabileceği tüm önlemleri alıp, banka güvenlik kurallarına da riayet ettiği; Davalı bankanın olayı engelleyecek tüm önlemleri almadığı, bazı güvenlik sistemlerinin davalı bankanın sisteminde bulunmadığı, olayda davacıya atfedilecek bir kusur olmadığı, davalının mevduat sahibi davacıya karşı sorumluluğunun devam ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.” Yarg. 19. HD. T. 29. 01. 2009, E. 2008/5878- K. 2009/505

“Mahkeme yapılan yargılama sonucunda davacıların şifrelerini ve kişisel bilgilerini korumakta müterâfik kusurlu davrandıkları anlaşılmışsa da, davalı bankanın da olay tarihi itibariyle mevcut teknolojik imkanlar çerçevesinde, paranın ele geçirilmesini engellemek için gerekli güvenlik önlemlerini almadığı belirlenmiştir. İnternet bankacılığı hizmeti sunan bankaların asli borcu, elektronik bankacılık işlemlerinin güvenlikle yapılabilmesini sağlamaktır. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen bankaların asli kusurlu sayılması gerektiği de açıktır. O halde somut uyuşmazlık yönünden de mahkemece davacı mudilerin davalı banka ile eşit oranda kusurlu sayılmaları doğru olmamıştır…”, Yarg. 11. HD., T. 09.03.2009, E. 2007/13816-2009/2645

“Somut olayda davalı banka, davacı ile dava dışı …’ın bankayı dolandırmak amacıyla iş ve gönül birliği yaptıklarını ne iddia etmiş ne de bu konuda bir kanıt ibraz edebilmiştir. O halde BK. 100. madde doğrultusunda bir kurtuluş kanıtı getirememiştir.” Yarg. HGK.nun 15.6.1994 tarihli ve 11-178/398 sayılı Karar

“…davalı bankanın iki ayrı şubesinde hesabı bulunan davacının taraflar arasındaki bireysel internet şubesi sözleşmesi uyarınca davalının internet şubesi nezdinde yaptığı işlemlerde kullandığı kullanıcı adı ve şifresinin bilgisayarına (davacının bilgisayarına) yerleşmiş casus programlarla başkasınca elde edilerek davacı hesaplarından…TL’nin çok kısa bir süre içerisinde (16)ayrı işlemle internet yolu ile davacının haberi olmadan davalı bankanın Konak şubesine aktarılmasında bu tür bilgisayar korsanlığı yöntemiyle işlemler yapılmasını önleme yolunda ek güvenlik tedbirleri almayan ve olaydan sonra bu yola tevessül eden davalının kusurlu ve sorumlu bulunduğunun, davacının sanal klavye kullanması halinde dahi, bunun yapılan bilgisayar korsanlığını engellemeye teknik olarak yetmeyeceğinin anlaşılmasına, işlemi yapan kişi hakkındaki ceza soruşturması sonucunun hafif kusurundan dahi sorumlu olan davalı banka bakımında etkili görülmemesine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve kararın onanmasına…” Yarg. 11. HD., E. 2005/4787-K. 2006/7341

“Somut olayda, bir güven ve özen kurumu olan bankanın en hafif kusurundan dahi sorumlu olacağı, bankanın sorumsuzluğuna dair olarak yapılan anlaşmaların batıl olacağı, bankanın ve çalışanlarının sektörün kendisine yüklediği sorumluluk çerçevesinde mevduat sahibinin ve müşterinin korunması ilkesinden hareketle tüm ihtimalleri değerlendirerek riski minimize etmek adına davacı şirketi ciddi miktarda bir krediden haberdar etmesinin gerektiği, her ne kadar sözleşme faks ortamında işlem yapmaya imkân vermekte ise de kısa süreler içinde hesaplarında da nakit bulunmakta iken yüklü miktardaki işlemde faksın aslının talep edilmesinin önünde herhangi bir engel olmadığından bu doğrultuda faksın aslını istemesi veyahut en azından telefonla teyit etmesi gerekirken, tüm bunları yapmayarak kusurlu davrandığı ve mevcut zararın ortaya çıkmasında müterafik kusurunun bulunduğu sonucuna varılmıştır.” Hukuk Genel Kurulu 2021/361 E. , 2021/772 K.

Bilirkişi incelemesine gönderilen dosyada IP, LOG ve ses kayıtları incelenmiş tarafların yapmadığı, yanlış veya hatalı yaptığı ya da yapmaması gereken hususlar tespit edilerek kusurlar ve kusur oranları ve kusurların ağırlığı mahkemenin takdirine bırakılmıştır. Bu aşamada HMK 107 uyarınca açtığımız davada müvekkilin müterafik kusurunu da gözeterek bedel artırımında bulunduk. Mahkeme tahkikat aşamasını bitirip sözlü yargılama aşamasına geçti ve sonrasında ise karar verdi. Verilen kararda mahkeme davamızı kabule karar vermiştir. Kararın ilgili bölümü şu şekildedir:

“Somut olaya ilişkin olarak davalı bankanın sorumluluğu değerlendirildiğinde;  dava konusu fon satışının internet bankacılığı üzerinden gerçekleştirildiği, yüksek miktarlı ve peşpeşe yatırım hesabından fon bozdurulduğu, ardından para transferi yapıldığı, daha önceden bu şekilde yüksek tutarlı EFT işlemi yapmayan davacının bu işleminde bir uyumsuzluk bulunduğunun davacı banka tarafından tespitinin gerektiği, davalı banka tarafından onay için davacının arandığı, ancak cevap vermediği beyan edilmiş ise de, dolandırıcılık şüphesi tespit eden davalı bankanın davacının açık onayını almadan para transferi işlemini yapmaması gerektiği, davalı bankanın şüpheli işlemlerin varlığını tespit etmesine rağmen işlemlerin davacının bilgisi ve rızası dahilinde olduğunu teyit etmeden dava konusu işlemlerin başarılı şekilde gerçekleşmesine izin verdiği için güvenlik sürecinde zafiyet olduğu, davalı bankanın alınması gereken tüm önlemleri almamış olduğu sonucuna varılmıştır.

Somut olayda davacının sorumluluğuna ilişkin olarak ise; davacının, dava dışı 3. kişilerin yönlendirmesi ile bilgilerini paylaşarak onay verdiği, bu suretle davacının ortaya çıkan zarardan sorumluluğunun bulunduğu görülmektedir.

Davaya konu işlemlerin yapılmasında her iki tarafın da kusurunun bulunduğu gözetildiğinde, tarafların üzerine düşen ödev ve sorumlulukların derecesi, davacının bilgilerini dava dışı kişilerle paylaşmış olması, ancak cep imza onayı alınırken gelen onay ya da red ibaresinin davacının görme engeli nedeniyle yanıltıcı olabileceği  hususu  nazara alınarak davalı bankanın %40, davacının ise %60 oranında kusurlu olduğunun kabulünün hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır.” Ankara 5. Tüketici Mahkemesi E… K…. Tarih:../../2023

AV. HALDUN BARIŞ

INTERPOL VE KIRMIZI BÜLTEN KARARINA İTİRAZ

INTERPOL VE KIRMIZI BÜLTEN KARARINA İTİRAZ

Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı, bilinen adıyla INTERPOL merkezi Fransa Lyon’da olan uluslararası bir teşkilattır. Teşkilatın tüzüğü 1954 yılında Viyana’da kabul edilmiştir. 

INTERPOL adi suçlarla mücadele için kurulmuştur ve uluslararası yardımlaşma sağlamaktadır. Genel sekreterlik, genel kurul, milli merkez büroları ve danışmanlar adlı 4 birimi bulunan INTERPOL’un kendi bünyesinde polis bulunmamaktadır. INTERPOL üye devletlerin polis teşkilatları arasında işbirliği sağlamaktadır. 

INTERPOL’ün kuruluş amacına tüzüğünün 2. maddesinde yer verilmiştir: 

“Tüm Kriminal Polis Birimleri arasında, değişik ülkelerdeki yasalar çerçevesinde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ışığı altında karşılıklı olarak en geniş düzeyde yardımlaşmayı sağlamak ve adi suçların önlenmesi ile bastırılmasına katkıda bulunacak kuruluşlar teşkil etmek ve bunları geliştirmektir.”

Bu amaçlar çerçevesinde INTERPOL’ün işlevi için oldukça önemli olan bir veri tabanı kurulmuştur. Bu veri tabanında üye devletlerle bilgi paylaşımı yapılmakta olup suçların önlenmesi ve suçluların yakalanması hususunda oldukça önemli bir sistemdir. 

Öte yandan INTERPOL’ün çalışma sisteminde renklerle isimlendirilmiş bültenler ve difüzyon sistemi bulunmaktadır. Bültenlerden en çok karşılaşılan kırmızı bülten; bir yakalama müzekkeresini içermektedir. Kırmızı bülten ile yakalama, tutuklama, yer tespiti gibi işlemlerin uygulanması sağlanmaktadır. Kırmızı bülten üye ülkelerinin adli makamlarınca veya uluslararası mahkemelerce genel sekreterlikten talep edilir ve genel sekreterlik çıkarır. 5 yıl süreyle geçerlidir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise ülkelerin kolluk kuvvetleri diğer ülkelerin INTERPOL mercilerine mesaj göndererek yakalama talep eder. Bu mesaja ise difüzyon mesajı denmektedir. 

INTERPOL KIRMIZI BÜLTEN VEYA DİFÜZYON MESAJINA İTİRAZ SÜRECİ

Öncelikle belirtmek gerekir ki INTERPOL tüzüğü en temelde insan haklarına dayanmakta ve insan haklarının gerektiği durumlarda süreç işletilmemekte veya iptal edilmektedir. Bu nedenle delillendirilmemiş, usulüne uygun olmayan, formu doğru doldurulmamış veya politik taleplerin işleme alınmaması gerekmektedir. Diğer yandan INTERPOL süreci, terör gibi ülkeden ülkeye değişen konularda da işletilememektedir. Yine de bazı ülkeler farklı çeşitli suçlamalar altında siyasi suçlular hakkında INTERPOL süreçlerini işletmeye çalışmaktadır. 

Türkiye’de, İçişleri Bakanlığı’na bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde INTERPOL Daire Başkanlığı bulunmakta ve INTERPOL süreçleri bu daire aracılığıyla yürütülmektedir. Öte yandan INTERPOL süreçleri nedeniyle sınırdışı edilen ve iade edilen kişiler hakkında kurumlar arasında işbirliği yapılmakta örneğin Göç İdaresi aracılığıyla N-99 tahdit kodu sisteme işlenmektedir. Böylece kişinin sonradan yapacağı meşruhatlı vize başvuruları veya oturma izni gibi başvurularda bu konu karşısına çıkacaktır. 

INTERPOL süreçlerindeki bir diğer önemli husus ise talep eden ülkenin yargı makamlarının adil ve demokratik standartlara uygun süreçler işletip işletmediğidir. Bu nedenle birtakım ülkeler, kişiler hakkında INTERPOL süreci işletip kırmızı bülten çıkarsa veya difüzyon mesajı gönderse dahi bu kararlara itiraz edilmelidir. 

Bu itiraz süreci öncelikle kişiye ilişkin bilgilere erişim izni talep etmekle yapılmaktadır. Erişim izninin ardından bir dilekçe ile söz konusu karara itiraz edilir ve Genel Sekreterlik bu itirazı inceler. Bu itiraz dilekçesinin hukuki bir dil içermesi, teknik ve somutlaştırılmış olması ayrıca AİHM gibi uluslararası mahkeme içtihatlarının eklenmesi önemli olacaktır. 

TÜRKİYE’DE INTERPOL SÜRECİ ETKİN MİDİR?

Türkiye’de gerek emniyet birimleri gerek de yargı birimleri INTERPOL sürecini etkin şekilde kullanmaktadır. EGM verilerine göre –2017 verilerine ulaşabildim– 82 kişi INTERPOL süreci ile iade edilmiş ve 13 kişi ise ülkemize iade edilmiştir. (EGM 2017 Faaliyet Raporu)  Aşağıda pek çok Yüksek Yargı kararında INTERPOL sürecine ilişkin kararlar yer almaktadır:

“Emniyet Genel Müdürlüğünün interpol aracılığı ile konu hakkındaki yapmış olduğu araştırmaya verilen cevapta,…..SEBA M isimli geminin sahibinin ifadesine göre söz konusu geminin 31/01/2001 tarihinde Cezayir karasularında bulunduğu, adı geçen Türk şirketinden akaryakıt almadığı, MARC isimli geminin 12/03/2002 tarihinde Mersin Limanından fuel oil aldığı ancak satın aldığı şirketin A&B Pazarlama Sanayi Ticaret Ltd. Şti. nin değil B. TRADİNG SA olduğunun belirtildiği, fezlekede belirtilen diğer gemiler hakkında ise yazıda belirtilen tarihler arasında ya akaryakıt satın almadıkları ya da A&B şirketinden değil Baytur adlı şirketten satın aldıklarını ifade ettikleri, incelemeye konu gemilerin bazılarının yakıt türünde bazılarının miktarında farklılıklar olduğu, bu farklılığın tespit edilmesi üzerine sondaj usulü ile yapılan incelemede 23 geminin daha incelendiği yine bazılarının yakıt miktarında bazılarının ise türünde farklılıklar saptandığı, interpol aracılığı ile yapılan araştırmaya verilen cevapta bazı gemilerin kayıtlarda gözüken şirket yerine Baytur Trading SA adlı şirketten yakıt aldıklarını beyan ettikleri görüldüğünden söz konusu şirketin belirtilen adresinde araştırma yapıldığı, söz konusu adreste Anadolu Uluslararası Ticaret Taşımacılık A.Ş adlı şirketin bulunduğu, B. Trading SA adlı şirketin Cenova da faaliyet gösterdiğinin öğrenildiğini” Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 29.04.2014 tarihli ve 2013/12543 E., 2014/6809 K. sayılı kararı

“yazan ve beyanına göre kaçak yollarla Türkiye’ye giriş yaptığı anlaşılan sanığın, gerçek kimliğinin İnterpol aracılığıyla tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden, kimliği tespit edilmeden sahte İkamet Tezkeresinde yazılı olan isme göre mahkumiyet kararı verilmesi” Yargıtay Kararı – 11. CD., E. 2013/4470 K. 2014/19433 T. 18.11.2014

“Genel Müdürlük tarafından 24/2/2016 tarihinde, İnterpol’ün difüzyon kararı nedeniyle 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 9. maddesi gereğince G-87 tahdit kodu girildiği ve Türkiye’ye giriş yasağının mevcut olduğu, nakil işleminin yapılamayacağı başvurucuya bildirilmiştir”  Anayasa Mahkemesi Kararı – 2. B., B. 2017/38596 T. 19.10.2021

Öte yandan Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan Cezai Konularda Adli İşbirliği Rehberi eserinde Interpol sürecinin nasıl işletileceği yer almaktadır. Bu konuda söz konusu rehberden yararlanarak yazdığım, önemli gördüğüm bazı hususlar ise şöyledir:

-INTERPOL’e üye ülkelerle ilgili adli makamların yapacağı başvuru ve taleplerde “adli yardımlaşma süreci” işletilmemektedir. İçişleri Bakanlığı’na yazılacak ve kimlik bilgileri ile sebebi yazılı bir talepname ile süreç işleme alınmaktadır. (Müzekkerelerde Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne yazılması durumunda zaman kaybı söz konusu olacaktır.) Öte yandan Rehber’de yer alan ve aralarında Almanya ve Rusya’nın da bulunduğu bazı ülkeler bu süreç için adli yardımlaşma sürecinin işletilmesini talep etmektedir.

-Kırmızı bülten talebi soruşturma aşamasında (CMK 100 veya 248/5 uyarınca) Cumhuriyet Başsavcılıklarınca kovuşturma aşamasında mahkemelerce ve kesinleşen mahkumiyetler içinse yine Cumhuriyet Başsavcılıklarınca, kırmızı bülten formu doldurularak talep edilir.

-Kırmızı bülten talebine ilişkin formda açık kimlik bilgileri, olayların detayları ve tarihleri, mahkeme kararları varsa parmak izi yer mutlaka yer almalıdır.

   AV. HALDUN BARIŞ

[email protected]

Yararlanılan Kaynaklar

Cezai Konularda Adli İşbirliği Rehberi, Adalet Bakanlığı, Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, Kasım, 2014, (https://diabgm.adalet.gov.tr/Resimler/SayfaDokuman/2492019164244CEZA%C3%8E%20KONULARDA%20ADL%C3%8E%20%C4%B0%C5%9EB%C4%B0RL%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20REHBER%C4%B0.pdf)

Çam, Ali Rıza. Adli Kolluk ve Bilişim. On İki Levha Yayıncılık, 2015

EGM 2017 Faaliyet Raporu, http://www.sp.gov.tr/upload/xSPRapor/files/Tm2LI+egm_17_fp.pdf

Sezer, Mehmet Siraç, İnterpol Mekanizmalarının Başta Suriye Olmak Üzere Bazı Arap Devletleri Tarafından Muhaliflerine Karşı Bir Araç Olarak Kullanılmasının Hukukiliği Sorunu, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIX, Y. 2015, Sa. 4

Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı ,https://polisdergisi.pa.edu.tr/uluslararasi-kriminal-polis-teskilati-interpol-1324-haber

Kaya, Sezgin, INTERPOL, EUROPOL Ve Uluslararası Terörizm, Güvenlik Stratejisi Dergisi,  1;2 https://gsd.msu.edu.tr/Content/sayilar/dokuman/GSD_2/GSD_2_122005.pdf,

https://www.interpol.int/

KARAR İNCELEMESİ VE VAKA ANALİZİ: İKİ TARAFA BORÇ YÜKLEYEN SÜRE ÖNGÖRÜLMEYEN BİR SÖZLEŞMEDE TARAFLARIN UZUN SÜRE SESSİZLİĞİ VE SÖZLEŞMEDEN DÖNME

KARAR İNCELEMESİ VE VAKA ANALİZİ: İKİ TARAFA BORÇ YÜKLEYEN SÜRE ÖNGÖRÜLMEYEN BİR SÖZLEŞMEDE TARAFLARIN UZUN SÜRE SESSİZLİĞİ VE SÖZLEŞMEDEN DÖNME

            İki tarafa borç yükleyen sözleşmeler (sinallagmatik) karşılıklı edim borcu yükleyen sözleşmelerdir. Sıklıkla karşımıza çıkan bu sözleşmelerin bir kısmında taraflar edimlerin ifası için süre öngörmemektedir.

            Karşılaştığımız bir olayda, uzun süre taraflarca sessiz kalınan bir sözleşmede, müvekkil edimin ifası için hazırlıkları 10 yılın sonunda tamamlayabilmiş ve karşılıklı ifa için ihtar keşide etmiştir. Ancak muhatap (karşı taraf), ifanın yararsızlığından söz ederek sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini içerir bir ihtar keşide etmiş ardından kaporanın iadesi ve cezai şart talepli icra takibi ve sonrasında ise itiraza binaen itirazın iptali davasını açmıştır.

Dava ticaret mahkemesinde açılmasına rağmen, ticaret mahkemesi “hisse devir vaadi” sözleşmesi olarak nitelendirdiği sözleşmenin mutlak veya nispi ticari dava olmadığından bahisle görevsizlik kararı vermiş ve istinaf incelenmesinde de karar kaldırılmamıştır. Dava bu nedenle asliye hukuk mahkemesinde görülmüştür.

Karşı tarafın müvekkil aleyhine açtığı davada, kapora iadesine karar verilmiş ancak sözleşmeden dönüldüğünden bahisle artık müspet zararın istenemeyeceği belirtilerek cezai şart istemi reddedilmiştir. Bu dava istinaf aşamasındadır. Öte yandan tarafımızca ayrı bir dava ikame edilerek uğranılan zarar talep edilmiştir.

Somut olayda, taraflar 10 yıl boyunca sessiz kalmışlar, ihtar vs. herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır. Ancak enerji hukukunda lisans alma süreleri dikkate alındığında ve söz konusu süreçte değişen mevzuat göz önünde bulundurulduğunda, bilirkişi marifetiyle geçen sürenin makul olup olmadığının tartışılması gerekmektedir. Diğer yandan somut olayda, müvekkil taraf 2019’da ifaya hazır olduğunu bildiren ihtar keşide edene kadar karşı taraf kaporayı dahi geri talep etmeyerek sözleşmenin ayakta olduğunu aslında kabul etmiştir. Öte yandan mahkemece verilen kararda ise uzun süre sessiz kalınan bu sözleşmede tarafların sözleşmeyi ayakta tutmadıkları ve sözleşmeden dönüldüğü belirtilmiştir. Ancak kararda sözleşmeden hangi tarihte dönüldüğü, kimin temerrüdünün söz konusu olduğu vs. tartışılmamıştır.

            Bir hukukçunun vaka analizinde mantık kurallarını gözeterek, algoritmik bir şekilde ilerlemesi ve sorunları iyi belirleyip tartışılacak noktaları doğru şekilde ortaya koyması gerektiğini düşünmekteyim. Benim perspektifimden somut olayda tartışılması gereken önemli noktalar şu şekildedir:

-A (müvekkil) temerrüde düşmüş müdür?

-A temerrüde düşmediyse B (karşı taraf)’nin ifayı kabul etmeme ve direnme hakkı var mıdır? B’nin ifada direnmesi ve kendi edimlerini yerine getirmemesi A’ya haklı fesih hakkı verir mi?

-B’nin ifayı kabul etmemesi ve haklı nedenle feshi hukuka uygun mudur?

-Sözleşmenin geç ifası veya uzunca sessiz kalınması sözleşmeyi sona erdirir mi?

Bu soruların ardından uygulanacak hukukun belirlenmesi önem taşımaktadır. Somut olayda uygulanacak kanun maddeleri MK 2; TBK 90, 97, 106, 117, 125. maddelerdir.

Öte yandan doktrinde ve içtihatlarda incelenmesi gereken ve tartışılması gereken temel hususlar ise şunlardır:

-Borçlunun temerrüdünün şartları nelerdir? Alacaklının temerrüdünün şartları nelerdir? İfaya direnmenin şartları ve sonuçları nelerdir? Süre öngörülmemiş işlerde uzun süre ifa olmamasının sonuçları nelerdir? Süre öngörülmemiş sözleşmelerde bildirimsizliğin sonuçları nelerdir?

Bu temel tespitlerin ardından asliye hukuk mahkemesinin söz konusu kararının ilgili bölümüne bakmak yerinde olacaktır:

“Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillere göre davacı ile davalı arasında … ili …. İlçesi …. mahallesinde yapılması planlanan … regülatörü ve HES’in satış ve devir işlemlerinin yapılması hususunda 15/10/2010 tarihli “Satış ve Devir Vaadi Sözleşmesi” imzalandığı, sözleşme gereği satıcı ve davalı şirketin alıcı davacıya kurulu gücü yaklaşık 12,95 mw olan regülatörü ve HES’in alıcıya satışını ve devir işlemlerini gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği, sözleşmenin 3. maddesi uyarınca davacı tarafından davalıya 100.000 USD’lik kaparo ödemesi yapıldığı, davalı tarafından sözleşme imzalandıktan yaklaşık 10 yıl sonra ihtarname keşide edilerek satış ve devir işlemlerinin tamamlandığı, kalan devir bedelinin ödenmediğinin iddia edildiği, davacı tarafça …. 3.9.2019 tarihli ihtarname gönderilerek 15.10.2010 tarihli sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin bildirildiği, ödenen kaparo ile cezai şart alacağının tahsili için ……. sayılı dosya ile icra takibine geçildiği, davalı tarafça takibe itiraz sonucu takibin durduğu sabittir.

Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmede bir süre öngörülmemiş ise de, sözleşmenin imzalanmasının üzerinden geçen süre, tarafların bu sürede hiçbir girişimde bulunmaması, şifaya yönelik bir gelişme olmaması, tarafların da bir ifa beklentisi olmaması karşısında her iki tarafın sözleşmeden döndükleri anlaşılmaktadır.

Sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler…. Bu durumda davacının ödediği kaparo bedelini geri talep edebilecektir.” T.C. Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi T:29.11.2022

Asliye hukuk mahkemesince verilen karar, tarafımıza göre pek çok açıdan hatalıdır. Öncelikle bu kararda yukarıda söz ettiğimiz tartışmalar yapılmamış dolayısıyla somut olay çözümlenmemiştir. Yukarıda da değindiğimiz üzere, somut olayda en önemli husus; karşı tarafın “haklı feshinin” hukuki ve geçerli olup olmadığıdır:

Karşı taraf, müvekkilin ifa için hazırlıklarını tamamladığını belirtip karşılıklı ifa için süre verdiği ihtara cevabında “uzun süre sessiz kalındığını, ifanın artık yararsız olduğunu” belirterek sözleşmeyi haklı nedenle feshetmiştir. Yerel mahkeme ise haklı fesih tartışmasına girmemiş, “uzun süre sessiz kalmanın” sözleşmeden dönme iradesi olduğu yönünde bir yorumda bulunmuştur. Oysa doktrinde ve yüksek yargı kararlarında bu tip sözleşmelerde süre öngörülmemişse ve uzun süre ifa veya ifa hazırlıkları tamamlanmamışsa ancak bu sürede alacaklı veya diğer taraf sessiz kalmışsa bu durum tarafların bu durumu kabullendiğini gösterir ve zarar doğurmadığına karine teşkil eder. Nitekim Nazikoğlu’nun konuya ilişkin yorumu şu şekildedir:

“Borçlunun edimini ifa etmemesine alacaklının sessiz kalması durumunda borçlunun temerrüdünden söz edilemez; çünkü alacaklının sessiz kalması edimin ifa edilmemesinden ötürü bir zarara uğramadığına, edimin hemen ifa edilmesinde bir çıkarının bulunmadığına ve en önemlisi borçluya zaman tanıdığına karine teşkil etmektedir.” Nazikoğlu,“Karşılıklı Taahhütleri Havi Akitlerde Borçlunun Temerrüdü”, AÜHFD, S. 1, C.8, Yıl:1951, s. 662

Konuya ilişkin büyük üstat Andreas Von Tuhr -yeri gelmişken benim gibi mesleğinin henüz başlarında olan bütün hukukçulara adeta şiir gibi yazılmış Andreas Von Tuhr’un yazdığı ve üstat Av. Cevat Edege’nin dilimize kazandırdığı Borçlar Hukuku kitabını mutlaka öneriyorum. Dili eski ve hatta kanunlar yenilenmiş olsa da kitabın mantığı ve konuları ele alış biçimi övülmeye değerdir ve hukuki nosyon ve istirdat açısından oldukça verimlidir.ise şu ifadeleri kullanmaktadır:

“alacaklı borçlunun aciz halinde bulunup bulunmadığını veya edayı başka bir sebeple yerine getirmediğini tahkik etmeksizin 107/106 maddeye tevfikan munzam bir mühletin hitamından sonra borçluyu temerrüt haline koyabilir ve akdi mş. feshedebilir.” (Andreas von Tuhr, Borçlar Hukuku, Yargıtay Yayınları, 1983, s.531)

Her iki görüşten de anlaşıldığı üzere somut olayda müvekkil ifa hazırlıklarını sürdürürken karşı tarafın hiçbir ihtar veya bildirimde bulunmamış olması, müvekkilin temerrüde düşmesini engellemiştir.

Tarafımızın konuya ilişkin değerlendirmesi ise şu şekildedir: Her ne kadar 10 yıl gibi bir süre, taraflar sessiz kalmışsa da bu durum ifaya hazırlık yapılmadığının göstergesi olamaz. Kaldı ki gerçekten de bir hazırlık söz konusu olmasa dahi her iki tarafın da iradesinin sözleşmeyi sürdürmemek olduğu yönünde bir delil, ibare vs. varsa değerlendirme buna göre yapılmalı aksi halde uzun süre sessizliğin sözleşmeden dönüldüğüne işaret etmeyeceğini ve bu durumun MK 2’ye aykırılık da teşkil etmeyeceğini düşünmekteyiz. Yine de her somut olayda değerlendirme şartlara göre yapılmalıdır. Ayrıca alacaklının geç ifada, borçlunun kötüniyetini ispat etmesi durumunda ise alacaklının ifaya direnmesinin alacaklıyı temerrüde düşürmeyeceği kanaatindeyiz.

Bu durumda müvekkilin ifa teklifini haksız şekilde kabul etmeyen ve ifaya direnen alacaklı, temerrüde düşmüştür. Her ne kadar karşı taraf ifanın artık yararsız olduğundan söz etmişse de yukarıda andığımız Tuhr’un eserinde geçenhal icaplarının değişmesi alacaklının temerrüdüne mani teşkil etmez.”( a.g.e. s.537) ifadeleri konuya açıklık getirmektedir. Bu durumda, incelenmesi gereken husus alacaklının temerrüdü hususudur. Konuya ilişkin doktrin ve yargı görüşleri ise şu şekildedir:

“Edimi kabulün sadece hak değil, borç da teşkil edebildiği bu tür durumlarda alacaklı ifayı kabulden kaçınırsa alacaklı temerrüdüne düşmüş olmakla birlikte, aynı zamanda borcuna aykırı davranan kimse durumunda olacaktır.” Kemal Oğuzman/Turgut Öz, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, Cilt-I,  İstanbul 2014, s 367

Öte yandan Yargıtayın içtihatları da bu şekildedir. Yargıtay, bir kararında daha sözleşme kurulmamışken bile zarar talebinde bulunulacağını açıkça belirtmiştir:

“O halde, davacı ihaleden dönülmesi ve yazılı sözleşme yapılmaması sebebiyle davalıdan olumlu zarar kapsamında gelir ya da kar kaybı isteyemez. Ancak, davalının kusurlu tutum ve davranışları yahut işlemleri sonucu yanlar arasında sözleşme kurulamamışsa, kurulmasına güvenilen sözleşmenin kurulamaması yüzünden uğradığı menfi zararı davacının davalıdan isteyebilmesi gerekir. Çünkü, yüklenici davacının, davalı iş sahibine karşı gösterdiği güven, olumsuz zararın kaynağını teşkil etmektedir. Bu itibarla, sözleşmenin yapılmasına hazırlık aşaması sayılan ihale sebebiyle ve sözleşmenin kurulmasına yönelik yapılan davacı masrafları sorumluluk koşulları oluşmuş ise menfi zarar kapsamında istenebilir ( Y. 15. H.D. 25.05.1981 1., E: 1981 ( 825 ve K: 1981/1234 ). Sonuçta; “çoğun için de az da vardır” kuralı da gözetilerek, davacı yanca gerçekleşmiş olduğu yasal delillerle kanıtlanması ve davalının tazmin sorumluluğu koşullarının gerçekleşmesi durumunda; istemle bağlı kalınarak davacının olumsuz zararlarının tazmini yerine; kar ya da gelir kaybı olarak olumlu zarar kapsamında istenen maddi tazminat ödetilmesi istemi hakkındaki davasının mahkemece kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir.” Yargıtay 15. HD E. 2005/2513 K. 2006/587 T. 8.2.2006

Sonuç olarak, süresi belirlenmemiş sözleşmelerde uzun süre sessiz kalınmasının sonuçlarını, alacaklının ifaya direnmesini ve alacaklının temerrüdü hususlarına değindiğimiz bu yazının çıkış noktası olan somut olayda ise alacaklının temerrüdünden dolayı feshin haksız olduğu değerlendirmesi ile müvekkilin uğradığı zararın tazmini istemli dava ofisimizce ikame edilmiş olup dava henüz öninceleme safhasındadır.

                                                                                                                      Av. Haldun BARIŞ

KAYNAKLAR:

Andreas von Tuhr, Borçlar Hukuku, Yargıtay Yayınları, 1983

Gizem Kılıç Öztürk, Türk Borçlar Hukukunda Borçlunun Temerrüdü, Uludağ Üniversitesi, YL Tezi, (https://acikerisim.uludag.edu.tr/bitstream/11452/10413/1/427355.pdf)

Kemal Oğuzman/Turgut Öz, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, Cilt-I, Gözden Geçirilmiş 12. Bası, İstanbul 2014

Işık Nazikoğlu,“Karşılıklı Taahhütleri Havi Akitlerde Borçlunun Temerrüdü”, AÜHFD, S. 1, C.8, Yıl:1951

Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi T:29.11.2022

Yargıtay 15. HD E. 2005/2513 K. 2006/587 T. 8.2.2006

https://www.lexpera.com.tr/ictihat/yargitay/hukuk-genel-kurulu-e-2010-14-244-k-2010-260-t-12-05-2010

DÜZENLEME ŞEKLİNDE VEKALETNAME

DÜZENLEME ŞEKLİNDE VEKALETNAME

Sahibi ve hissedarı olduğum, intifa hakkı lehtarı bulunduğum ………… ili,……..ilçesi…….mahallesinde kain ve tapunun …..pafta …..ada…….parsel numaraları ile kayıtlı bulunan taşınmazla ilgili olarak ,  adıma dilediği şartlarda  dilediği sahıs ve şirketlere dilediği bedel ve koşullarda,   dilediği  Noterliklerden  Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapmaya, Bu sözleşmeyi feshe süre uzatım vermeye,gerekli tadilatları yapmaya,   bu sözleşmeye ek olarak ve sözleşme konusu  inşaat kapsamında olmak üzere üçüncü şahıslarla  gerek Kat Karşılığı İnşaat sözleşmesi kapsamında gerekse satış  vaadi kapsamında   üçüncü şahıslarla yapılacak   ek sözleşmeler imzalamaya, bilcümle Noterliklerden yapılmış veya yapılacak olan bilumum Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereği belirlenmiş olan paylaşım esası, usul ve kaidelerine belirlemeye,

İşbu yukarıda tapu kayıtları yazılı bulunan TAŞINMAZDAKİ / TAŞINMAZLARDAKİ her türlü hak ve taşınmaz hisselerim  ile ilgili olarak;

İşbu Taşınmaz/Taşınmazlar üzerinde bilcümle noterliklerde yüklenici, yapımcı, müteahhit firma sıfatları ile aramızda daha önceden düzenlenmiş yada düzenlenecek olan düzenleme şeklinde gayrimenkul (taşınmaz) satış vaadi ve arsa payı (kat) karşılığı inşaat sözleşmesi/sözleşmeleri uyarınca; yüklenici, yapımcı, müteahhit firmaya vermeyi vaat ve taahhüt ettiğimiz veya taahhüt edeceğimiz bilumum bağımsız bölümleri ve bu bağımsız bölümlere tekabül eden hak ve hisseleri, arsa paylarını, bilumum taşınmaz hisseleri yüklenici, yapımcı, müteahhit firmaya dilediği miktarlarda kat karşılığı /arsa payı karşılığı devir ve temlik etmeye, satmaya, kat karşılığı /arsa payı karşılığı devir ve temlik, satış evraklarını ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünde imzaya, elden evrak alıp vermeye, TEBLİĞ VE TEBELLÜĞ ETMEYE,tapu defterini ve sicilatlarını imzaya, bu husus ile ilgili her türlü evrakları tanzim ve imzaya, değişiklikler yapmaya, tapu siciline şerh hususunda izin ve yetki vermeye, şerhi terkin ettirmeye, taşınmazın tasarruf ve yararlanma haklarını alıcı müteahhit firmaya devir ve teslim etmeye, cins tashihi yaptırmaya, tapu ve nüfus kayıtlarındaki her türlü yanlışlıkları idari yollardan düzelttirmeye, belgeleri imzalamaya, taşınmazla ilgili gerekli beyannameleri yetkili resmi mercilere vermeye, her türlü harç, vergi ve giderlerini yatırmaya, fazla ödenenlere itiraza her türlü yasal ve özel işlemleri tüm resmi makam ve merciler önünde yapmaya ve imzalamaya, Sahibi, hissedarı, intifa hakkı lehdarı bulunduğumuz, yukarıda vasıfları belirlenmiş taşınmaza ilişkin  bilcümle Noterliklerden yapılmış veya yapılacak olan bilumum Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereği belirlenmiş olan paylaşım esası, usul ve kaidelerine göre; İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bilumum ilçe ve belde belediyeleri, Boğaziçi İmar Müdürlüğü, İl İmar Müdürlüğü, Belediye encümeni, yapı kontrol, imar, fen işleri, itfaiye, Türk Telekom A.Ş., İski, Ayedaş, Bedaş, Anıtlar Yüksek Kurulu, Tabiat Varlıklarını Korumu Kurulu ve Müdürlükleri, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlükleri ve Turizm Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Belediyelerin tüm birimlerinde ve tüm resmi dairelerde olacak işlemleri her safhada takip ve sonuçlandırmaya, istenen bilgileri ve belgeleri sunmaya, plan tadilatı için gereken tüm iş ve işlemleri yapmaya, beyan ve taahhütlerde, muvafakatlerde bulunmaya, yanlışlıkları düzelttirmeye, vergi, harç v.s. yi yatırmaya, fazla yatan harçları geri almaya, Kadastro Müdürlüklerinden ve Lihkab bürolarından çap ve röperli kroki almaya, Belediyelerden imar durumu, inşaat istikamet rölevesi ve kot-kesit evraklarını almaya, encümene teklif vermeye, encümen kararını almaya, cins değişikliği yapmaya, teferruat beyannamelerinin terkinine ve tesciline, taşınmazların yola, yeşil alana veya kamu yararına terki gereken kısımlarını bedelli veya bedelsiz olarak yola, yeşil alana ve bilumum kamu alanına terk yapmaya, terke, hibe etmeye, terk takrirlerini vermeye, ifraz veya parselasyon sonucu oluşacak taşınmazların adımıza müstakil veya hisseli olarak tapuya tescillerini talebe, tescil işlemlerini yaptırmaya, tapu kayıt, defter ve sicillerini imzaya, tapu senetlerini almaya, gerektiğinde tapu ve nüfus kayıtlarındaki yanlışlıkları idari yollardan düzelttirmeye, her türlü beyanname, taahhüt, muvafakat ve dilekçeler vermeye, ödenmesi gereken vergi, resim ve harçları ödemeye, fazlalarını geri almaya, bedelli veya bedelsiz, süreli veya süresiz elektrik dağıtım kurumları, İski, İgdaş, lehine irtifak hakkı tesis etmeye, kaldırmaya, başka parsellere taşımaya, her türlü evrakı, projeyi takibe, imzalamaya, almaya, zayiinden tapu almaya, imar planı gereği yoldan, yeşil alandan veya bilumum kamu alanından ihdas edilecek parselleri adımıza satın almaya, ilgili Belediyelerden adımıza hisse almaya, bu işler için; Belediye ve resmi dairelere taahhütte bulunmaya, bilumum muvafakatler vermeye, yüzölçümü büyütmesi yapmaya, alan düzeltmesi yapmaya, sınır düzeltmesi yapmaya bu işlerle ilgili belediye, kadastro, tapu daireleri ile diğer kurum ve kamu daireleri nezdinde gerekli her türlü iş ve işlemleri bu konuda halen yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri değişse dahi yapmaya, takip etmeye ve imzası ile neticelendirmeye, tüm vekaletnamede yazılı konularda ilgili tapu sicil müdürlüğünde verilmesi gereken takrirleri vermeye veya kabul etmeye, tapu kayıt ve sicillatını imzaya, tapu müdürlüklerinde takyidatlı hissedar dökümü, malik listesi almaya, onaylarını yaptırmaya, belediyelerden emlak rayiç yazıları, beyannamelerini talep edip almaya, bilcümle Noterliklerden yapılmış veya yapılacak olan bilumum Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereği belirlenmiş olan paylaşım esası, usul ve kaidelerine göre; iş bu taşınmaz üzerinde dilediği zaman, dilediği şekil ve koşullarda her nevi inşaatlar (ev, apartman, vesair) yapmaya, yaptırmaya, bu taşınmaz üzerinde bulunan binaların elektrik, su, havagazı, telefon, kablo tv ve doğalgazını kestirmeye, teminat ve depozitolarını geri almaya, trafo belgesi almaya, İSKİ,HAVAGAZI, İGDAŞ, TÜRK TELEKOM,VODAFONE,TURKCELL, TEDAŞ, AYEDAŞ ve BELEDİYE idareleri ve bilimum resmi daireler  ile yapılmış bulunan mukaveleleri feshetmeye, fesih sözleşmelerini imzalamaya, mevcut binayı yıktırmaya,mevcut binanın yıkılması için dilediği firma ile dilediği şartlarda sözleşme yapmaya,yıkım ruhsatını, temel altı ve temel üstü ruhsatlarını, yapı ruhsatını, ısı yalıtımı belgesini almaya, almaya, mevcut binanın/taşınmazların yıkılması halinde taşınmazın mülkiyetini ortak mülkiyete ve cinsini arsa haline çevirmek sureti ile cins tashihi yaptırmaya, alan tashihi ve düzeltmesi, yüz ölçümü tashihi ve düzeltmesi yapmaya, yaptırmaya, tapuya tescil ettirmeye, plan ve projelerini tasdik ettirmeye, gerekli muvafakat ve taahhütlerde bulunmaya ve imzalamaya, çap, kroki, röperli kroki, istikamet rölevesi ve yol kotu ile ilgili evrakları tanzim ve tasdik ettirmeye, belgelerini elden alıp vermeye, bu gayrimenkulden yola, yeşil alana, kanalizasyona vs.terki gereken kısımları bedelli veya bedelsiz olarak Belediyeye veya ilgili her türlü resmi mercilere terkini yaptırmaya, bedelsiz terkden dolayı ilgili belediye veya diğer ilgili merciler lehine taahhütte bulunmaya, terk takrirlerini vermeye, leyh ve aleyhte bedelli veya bedelsiz pissu, kanalizasyon ve otopark irtifak hakları tesis ve tescil ettirmeye,işbu yukarıda bahsi geçen bilumum taşınmazlar üzerinde sair resmi ve özel kurum ve kuruluşlar, özel ve tüzel kişiler lehine daha önce tesis edilmiş bulunan irtifak hakkını terkin etmeye, kaldırmaya ve gerekli olduğu takdirde yeniden TEDAŞ, AESAŞ veya AYEDAŞ veya İETT veya sair resmi ve özel kurum ve kuruluşlar lehine trafo yeri veya sair hususlar yapmak sureti ile bedelli veya bedelsiz süreli veya süresiz irtifak hakkı tesis etmeye, gerekli olduğu takdirde TEDAŞ veya AYEDAŞ veya AESAŞ veya İETT veya sair resmi ve özel kurum ve kuruluşlar lehine dilediği bedel ve süre ile kiraya vermeye, kira sözleşmesini tapuya şerh ettirmeye, (İşbu bölümde yazılı olan yetkiler intifa hakkı lehdarları için geçerli olmak üzere; leh ve aleyhimde bedelli veya bedelsiz, süreli veya süresiz her türlü İNTİFA HAKKI tesis etmeye, leh ve aleyhimde tesis ve tescil edilmiş veya edilecek olan her türlü İNTİFA HAKLARINI bedelli veya bedelsiz, süreli veya süresiz, terkine, kaldırmaya veya dilediği özel veya tüzel kişiler lehine veya bilcümle müteahhit firmalar lehine dilediği miktarlarda kısmen veya tamamen feragat etmeye,terkine,ferağ ve takrirleri vermeye,) bu konularda verilecek takrirleri vermeye ve kabul etmeye, tapu kayıt ve sicillatını imzaya, yasal işlemleri adıma yapmaya, evraklarını imzalamaya, takrirleri vermeye, imzaya, tapu kayıt ve sicillatını imzaya, tüm bu hususlarda muvafakatnameler ve taahhütnameler tanzim ve imzaya, kanalizasyon pissu kanalı geçiş hakkı taahhütnamelerini ve muvafakatnamelerini tanzim ve imzalamaya, arzi irtifak tesisine, tescil ettirmeye, iş ve işlemlerini takip ile evrak defter sicilat muvafakat ve taahhütnamelerini imzalamaya, inşaatla ilgili aplikasyon yaptırmaya, kadastro fen dairesinde yapılacak tesbit, terkin, ifraz, parselasyon, aplikasyon ebatlı kroki, röperli kroki, pafta örneği, poligon, röper ve koordinat değerleri ile kadastro fen dairesindeki tüm hizmetleri yapmaya, ayrıca yapılan inşaatlara elektrik, su, doğalgaz, havagazı ve kanalizasyon bağlatmaya, her türlü sözleşmelerini ilgili resmi ve özel müesseselerde akdetmeye, teminat ve depozitolarını yatırmaya, geri almaya, saat ve sayaçlarını taktırmaya, kontrollerini yaptırmaya, yasal işlemleri yapmaya, evraklarını imzalamaya, takrirleri vermeye, imzaya, tapu kayıt ve sicillatını imzaya, Encümen kararlarını tapuya tescil ettirmeye Yönetim planı tanzim ve imzaya, tescile, yönetim planı tadilatını tapuya tescil ettirmeye, ayrıca; Kültür Varlıklarını Korumu Kurulu İl ve/veya Şube Müdürlüklerinde, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile ilgili il ve/veya Şube Müdürlüklerinde, İtfaiye Müdürlüklerinde temsile, imzalanması gereken evrak ve belgelerini tanzim ve imzalamaya, gerekli izin ve ruhsatlarını almaya, ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü, Kadastro Müdürlükleri, Belediye Başkanlıkları ile bağlı Birim ve Mercileri nezdinde yapılması gereken iş ve işlemleri yapmaya, evrak imzalamaya, elden evrak alıp vermeye, ayrıca inşaat yapımı için; Mimari Projesini çizdirmeye, ilgili makamlara onaylattırmaya, zemin etüd raporlarını yaptırmaya, imzalattırmaya, çap, kroki, röperli kroki ile ilgili işlemleri yapmaya, çizdirmeye, onaylattırmaya, bu hususlarda yatırılması gereken vergi, harç ve giderlerini yatırmaya, fazla ve yersiz yatırılanları geri almaya, bu hususlar ile ilgili olarak tarafımızdan verilmesi gereken beyanname, muvafakatname ve taahhütnameleri temsilen imzalamaya, Kadastro Müdürlükleri nezdinde yapılacak olan iş ve işlemleri takip ve neticelendirmeye, ölçümleri yaptırmaya, bu husus ile ilgili gerekli müracaatlarda bulunmaya, yine inşaat yapımı için gayrimenkulun diğer hissedarlarından muvafakatname istemeye, yukarıda tapu kayıtları yazılı bulunan gayrimenkul ile ilgili olarak Kadastro Müdürlükleri ile diğer ilgili birimlere müracaat ederek gayrimenkuldeki hak ve hisse ile ilgili olarak imzalanması gereken evrak ve belgeleri imzalamaya, Belediye Başkanlıklarından ve Odalardan inşaat ruhsatı almaya, Odalarla sözleşmeler yapmaya, fesh etmeye, her türlü beyanname, muvafakatname ve taahhütlerde bulunmaya, SGK ile ilgili girişleri yaptırmaya, SGK nezdinde yapılacak iş ve işlemleri takip ve intaca, bilcümle Sular İdareleri, Elektrik İdarelerinde proje onaylattırmaya, sözleşme imzalamaya, bilcümle Büyük Şehir Belediye Başkanlıkları ile diğer ilgili Belediye Başkanlıklarına müracaat ederek inşaat yapımı için gerekli her türlü işlemleri yapmaya neticelendirmeye, ilgili Sular İdareleri ile Belediye Başkanlıklarından TUS için izinler almaya, ruhsatlar almaya, imar durumunu gösteren belgeler almaya, hafriyat izni almaya, ilgili Belediye, Tapu, Kadastro Müdürlüklerinde yapılması gereken işlemleri yapmaya, otopark, alt yapı, yol katılım ve her türlü beyan ve taahhütlerde bulunmaya, imzalamaya, başkaları lehine tesis edilmiş olan şufa, iştira, vefa, satış vaadi, kira, kat karşılığı gibi şahsi hakları, irtifak, gayrimenkul mükellefiyeti gibi ayni haklar ve resmi mercilerce sicile işlenmesi talep edilmiş haciz, ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, iflas gibi her türlü şerhleri terkin etmeye, kaldırmaya, fekke, her türlü unvan değişikleri veya nüfus kayıtlarındaki tüm değişikleri tahsislerini yaptırmaya tapuya tescillerini yaptırmaya, imzalamaya, her türlü mahkeme kararlarını tescile, gerekli vergi, harç ve resimleri yatırmaya, makbuzlarını almaya, fazla yatırılıp iadesi gerekenleri geri almaya, itirazlarda bulunmaya, trafo taahhütnamesi TUS TAAHHÜTNAMESİ (Tus) projelerini tanzim, tasdik ve imzaya otopark taahhütnamesi ve bilumum taahhütnameleri, muvafakatnameleri, beyannameleri, dilekçeleri, form ve belgeleri, ifa, ikmal ve imzaya, ilgili makam ve mercilerde ve ilgili nüfus müdürlüğünde gerekli isim, soy isim, sair tashihatları yapmaya, yaptırmaya, taşınmazın yıkım ruhsatının alınabilmesi için UAVT sisteminden taşınmazın adresten arındırılmasını gerçekleştirmeye, adımıza adres yerleşim yeri belgesi almaya,nüfus müdürlüklerinden nüfus kayıt örnekleri, vukuatlı örnekler, adres kayıt örnekleri almaya, izin ve müsaadeleri almaya, belgeler almaya, vermeye, kayıt ve suretler almaya, vermeye, yukarıda yazılı konulardan dolayı alakalı bilcümle resmi ve hususi daireler ve müesseseler nezdinde tam bir yetki ile temsile, yatırılması icap eden her türlü vergi, ceza harç ve rüsumlarını yatırmaya, makbuzlarını almaya, fazla yatırılanlara itirazla iade almaya, talep etmeye, teslim ve tesellüme, tüm muameleleri ifa, ikmal ve intaca, yapılacak yeni binanın projelerini yapmaya ve ilgili idarelerden tescil ve tasdiki için; Kaymakamlık Sivil Savunma Müdürlüğünde sığınak kontrolü için müracaata, işleme koymaya ve geri almaya, itiraza, harçlarını yatırmaya, onay ve görüş yazılarını almaya, dilekçelerini imzalamaya, İlçe ve Büyükşehir Belediyesi ilgili birimleri ile, İSKİ, İGDAŞ, AYEDAŞ,AESAŞ, İTFAİYE MÜDÜRLÜKLERİ ve ilgili tüm meslek odalarından projeleri onaylatmaya, yıkım ruhsatlarını almaya, imar durumu, kot-kesit, istikamet, trafo müracaatlarını yapmaya, harçlarını yatırmaya, itiraza, geri almaya, ruhsatlarını almaya, işlemleri neticelendirmeye, inşaattaki her bağımsız bölüm için İSKİ, İGDAŞ, TEK, TEDAŞ, AYEDAŞ,AESAŞ, İTFAİYE VE SİVİL SAVUNMA MÜDÜRLÜKLERİ (vs. yetki alacak bilumum kurum, kuruluş veya şirket) idareleri ile her türlü sözleşmeler akdetmeye ayrıca yapılan inşaatlara (İGDAŞ, İSKİ, TEDAŞ, AYEDAŞ,AESAŞ, TÜRK TELEKOM, BELEDİYE idareleri) elektrik, su, doğalgaz, telefon, kablo tv, internet altyapısı ve kanalizasyon bağlatmaya, her türlü sözleşmeler akdetmeye, teminat ve depozitolarını yatırmaya, geri almaya, saatlerini taktırmaya, kontrollerini yaptırmaya, yasalardaki mevcut harç,damga ve resim muafiyetinden yararlanmam için talepte bulunmaya, MİMARİ, STATİK, SIHHİ TESİSAT VE ELEKTRİK TESİSATI projeleri ile ZEMİN ETÜDÜNÜ yapmaya, yaptırmaya, onlarla adıma sözleşme imzalamaya, İLGİLİ BELEDİYEDEN, SİVİL SAVUNMA MÜDÜRLÜĞÜNDEN,İTFAİYE MÜDÜRLÜĞÜNDEN, İSKİ ‘den proje onayı yaptırmaya, elektrik kurumundan trafo belgesi almaya, temel ve temel üstü ruhsatı almaya ve iskan belgesi almaya, teknik uygulama sorumluluğu almaya, adıma Şantiye şefi sözleşmeleri tanzim ve imzaya, dilerse feshe, fesih ihbarlarında bulunmaya, imzaya, ilgili Belediye, Sular İdaresi, Elektrik İdaresi, Doğalgaz İdaresi, Kanalizasyon idaresi ve burada adı yazılı olsun veya olmasın bilumum resim ve özel kurum ve kuruluşlara teminatlar, harçları ve sair ödemeleri yapmaya, idarelerce, kurum ve kuruluşlarca geri iade edilecek kısımlarını nakten veya havale yoluyla veya çek olarak tahsile, ilgili banka ve şubelerinden bu bedelleri tahsile, almaya, bu idarelerce yasal işlemleri adımıza yaptırmaya, evraklarını imzalamaya, işbu taşınmaz üzerinde ağaç ve benzeri hasıl olması durumunda ilgili Belediye ve Orman Müdürlüklerinde gerekli işlemleri yaptırmaya,ağaç revizyonu yaptırmaya, izin ve ruhsatları almaya, yine Tabiat Varlıklarını Korumu Kurulu ve Müdürlükleri, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlükleri ve ANITLAR KURULU nun ilgili müdürlük ve birimlerinde başvuru ve müracaatlar yapmaya, dilekçeler vermeye, imzaya, gerekli izin ve ruhsatları almaya, bilcümle iş ve işlemleri takip ve neticelendirmeye, bu taşınmaz ile ilgili olarak yapılmış veya yapılacak olan Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı (Kat) Karşılığı İnşaat Sözleşmelerini, İnşaat Yapım Sözleşmelerini ilgili Tapu Sicil Müdürlüğüne şerh ve tescil ettirmeye, dilerse şerhleri kaldırmaya, terkine,  yukarıda belirttiğimiz konular ile ilgili her türlü yasal ve özel işlemleri tüm resmi makam ve merciler önünde yapmaya ve imzalamaya, nüfus müdürlüklerinden nüfus kayıtları almaya,

 KAT İRTİFAKI, KAT MÜLKİYETİ, İSKANA İLİŞKİN YETKİLER

 Sahibi, hissedarı, intifa hakkı lehdarı bulunduğumuz/bulunacağımız İSTANBUL ili, ……. ilçesi, ………… mahallesi, ……………ADA,………… PARSEL numarada kayıtlı Taşınmaz üzerindeki her türlü hak ve taşınmaz hisselerimiz ile ilgili olarak e bilcümle Noterliklerden yapılmış veya yapılacak olan bilumum Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereği belirlenmiş olan paylaşım esası, usul ve kaidelerine göre; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun hükümleri gereğince dilediği şekil ve koşullarda kat irtifakı ve kat mülkiyeti tesisine,daha önce yapılanları ve/veya bundan böyle kurulmuş ve/veya kurulacak kat irtifakı veya kat mülkiyetini bozmaya, terkine, yeniden tesisine, kurulmuş veya kurulacak kat irtifakını kat mülkiyetine çevirmeye, liste yönetim planı, proje, kroki ve fotoğraflarını tasdik ettirmeye, belgelerini imzalamaya, bunları değiştirmeye ve yeniden tasdik ettirmeye, bilcümle Noterliklerden yapılmış veya yapılacak olan bilumum Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereğince; dilediği arsa payı üzerinde, sözleşme ile belirlenen/belirlenecek olan bağımsız bölümü/bölümleri hisseli veya müstakil olarak adıma/adımıza seçmeye, belirlemeye, kabule, dilediği hisseleri dilediği bağımsız bölümlere vermek sureti ile kat irtifakı kurmaya, bağımsız bölümleri dilediği arsa payı üzerinden hisselendirmeye, imzaya, eklenti ve ortak yerler üzerinde gerekli hisse taksimatı yaptırmaya, istediği eklentiyi istediği bağımsız bölüme tahsis etmeye, ortak yerlerden yararlanma şeklini belirlemeye, cins tashihi yaptırmaya, arsa payı tashihi, düzeltmesi yaptırmaya, takrirlerini vermeye, ilgili tapu sicil müdürlüğü önünde tescil talebinde bulunmaya, tesciline, defterleri imzalamaya, (İskan) kullanma ve diğer bilumum ruhsatları ilgili mercilerden almaya ve imzalamaya, yönetimde temsile, tapuya tescile, tescilli bağımsız bölüm numaralarını değiştirmeye, adımıza tescil ettirmeye, yönetim planı tanzime ve imzaya, yönetim planını tadil etmeye, düzeltmeler yaptırmaya, tescile, her türlü vergi, resim ve harçlarını ödemeye, itiraza, iade edilecek kısımlarını almaya, tebliğ ve tebellüğe, beyannamelerini vermeye, Tapu, Nüfus ve diğer kayıtlardaki her türlü yanlışlıkları idari yollardan düzelttirmeye, yukarıda belirttiğimiz konularla ilgili benim yapmam gerekli her türlü yasal ve özel işlemleri tüm resmi makam ve merciler önünde yapmaya ve imzalamaya, Yine; (4708 Sayılı Yapı Denetimi Yasasının 2. maddesinde bulunan “Yapı denetim hizmeti; Yapı Denetim Kuruluşu ile yapı sahibi veya vekili arasında akdedilen hizmet sözleşmesi hükümlerine göre yürütülür. Yapı sahibi, yapım işi için anlaşma yaptığı yapı müteahhidini vekil tayin edemez” hükmüne göre) İşbu taşınmaz üzerinde 4708 sayılı Yapı Denetimi kanununa göre yapı denetim şirketleri ile yapı denetim hizmet sözleşmeleri akt ve imzalamaya, şartlarını tesbite, gerektiğinde yapılan sözleşmeleri fesih etmeye, fesihnameleri imzalamaya, yeniden dilediği şekilde sözleşmeler akd ve imzalamaya, yapı denetim firmalarının alacağı hakediş raporlarını imzaya, hakediş bedellerini ödemeye, iadesi gerekenleri geri almaya, feragate, sulh ve ibraya, inşaatın her aşamasında vekilimiz olarak denetlemeye, denetim tesbit tutanaklarını imza etmeye, yapı denetim şirketlerini ibra etmeye, gösterilen hesaba para yatırmaya, ihtarname, ihbarname çekmeye, keşide olunanlara cevap vermeye, bu hususlardaki her türlü iş ve işlemleri başından sonuna kadar takip ve neticelendirmeye, taşınmaz üzerinde yeniden bina inşasını sağlamaya yönelik olmak üzere ilgili belediye ve sair resmi makam ve kuruluşların talep edeceği her türlü beyan, taahhüt, muvafakat, ibra, dilekçe, sözleşme evrak ve sicilatlarını tanzim ve imzalamaya, yine 6306 SAYILI YASA: İşbu yukarıda tapu kayıtları yazılı bulunan Taşınmaz üzerindeki her türlü hak ve taşınmaz hisselerimiz ile ilgili olarak; 6306 SAYILI AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDAKİ KANUN VE İLGİLİ YÖNETMELİK gereğince DEPREM RİSK RAPORU alınması söz konusu kanun ve yönetmelikler çerçevesinde prosedürlerin uygulanması konusunda gerekli tüm işlemleri ilgili T.C.Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ( Toki ) Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Belediye Başkanlıkları, İl Özel İdaresinde, Afet ve Acil durum bakanlıklarında, Büyük Şehir Belediyelerinde, Tapu Dairelerinde, Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinde ve bilumum resmi ve özel makam ve merciler nezdinde yapmaya, başvuru ve müracaatları yapmaya, dilekçeler vermeye, taşınmazın değer tespitini yaptırmaya, taşınmazın kıymetini belirlemeye, yıkım kararına katılmayan kat maliklerinin arsa payını 6306 sayılı yasa kapsamında Bakanlık ve ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde satışa çıkarılması halinde Arsa Sahipleri adına müştereken ve/veya arsa sahiplerinden biri tarafından münferiden alınması halinde gerekli işlemleri yapmaya, arsa payı satış ihalelerine adıma katılmaya, pey sürmeye, geri çekmeye, teminat yatırmaya, geri almaya, teminatı çözdürmeye, ihalenin uhdemde kalması halinde sözleşmelerini imzaya, ilgili tapu sicil müdürlüğünde kayıt ve tescile, infaza, muvafakatlerde bulunmaya, imzaya, nüfus müdürlükleri nezdinde aile kütük örneği, adres değişikliği, adres nakli, yeni adrese kayıt ve tescil, ikamet belgesi alma sair bilumum muameleleri yapmaya, UAVT Ulusal Adres Vergi Tabanından gayrimenkulümüz için kayıt çıkartmaya, binanın açık adresini gösteren belgeyi almaya (numarataj), adres kaydı, nakli yaptırmaya, adres kayıtları almaya, adresten arındırmaya, yeni adres tescile, örnekler almaya, tespit ettirmeye, karot almaya, raporlar çıkartmaya, ilgili evraklarını imzalamaya, teslim ve tesellüme, harç ve masraflarını yatırmaya, gerektiğinde Tapu, Belediye, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve sair özel ve resmi kurum ve kuruluşlar, özel ve tüzel kişilerce tarafımıza yapılacak tüm ihtarname, ihbarname, protesto ve tebligatları tebliğ ve tebellüğe, elden teslime, elden tebellüğe, imzaya, gerekli beyanname, muvafakat name ve taahhütnameleri vermeye, imzaya, dilekçeler vermeye, imzaya, mevcut bina üzerinde teknik incelemeler yaptırmaya, raporlar tutturmaya, bu konuda ihtarname, ihbarname, protesto göndermeye, gönderilenlere cevap vermeye, mevcut binanın boşaltılmasını sağlamaya, bina teslim tutanakları yapmaya, imzaya, binanın teslimi halinde gerekli tutanakları imzaya, riskli yapı tespit (çürük) raporlarına itiraz etmeye veya riskli yapı tespit (çürük) raporlarına itiraz olmadığına dair dilekçe, beyan, muvafakat ve taahhütte bulunmaya, imzaya, bu yasa kapsamında yapılacak işlemlerden ve vergi muafiyetlerinden yararlanmamız için Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüklerinden muafiyet yazıları almaya, onaylarını yaptırmaya, T.C.Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca istenecek olan muvafakat name, taahhütname ve beyannameleri vermeye, imzaya,6306 sayılı Kanun ve bu Kanun kapsamında yayımlanan mevzuat hükümleri çerçevesinde Valilikler, Kaymakamlıklar, Belediyeler ve bunlara bağlı resmi kurumlarda adıma işlem yapmaya, taleplerde bulunmaya, yatırılması gereken her türlü vergi, rüsum ve harçlarını yatırmaya, fazla yatanları talep ile geri almaya, yine işbu taşınmaz üzerinde şahsımız adına olan her türlü abonelikleri sonlandırmaya, abonelikleri açtırmaya, kapattırmaya, devretmeye, sözleşmelerini feshe ve yeniden sözleşmeler akt ve imzaya, teminat ve depozitolar yatırmaya, yatırılanları geri almaya, yine işbu taşınmaz üzerinde adımıza kayıtlı bulunan elektrik,su,doğalgaz,telefon,kablolu tv,internet,adls,digitürk, d-smart ve benzeri tüm aboneliklerimizi kapattırmaya, iptal ettirmeye, sözleşmelerini feshe, imzaya, yatırılmış veya yatırılacak olan teminat ve depozito bedellerini geri almaya, tüm bu idareler ve şirketler nezdinde ilişik kesmeye, borcu yoktur yazısı almaya, YİNE, 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun ve ilgili yönetmelikleri gereğince Arsa Payı (Kat) Karşılığı inşa edilen veya edilmekte olan işbu vekaletnamede tapu kayıtları yazılı bulunan Taşınmaz üzerinde bilcümle yüklenici/müteahhit ile yapılmış veya yapılacak olan Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri gereğince, yükleniciye/müteahhite isabet eden/edecek olan ve/veya müteahhitin/yüklenicinin mülkiyetinde bulunan bağımsız bölümün/bölümlerin müteahhit/yüklenici tarafından dilediği zaman satabilmesi için Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 2019/10 sayılı genelgesi kapsamında, keza her koşulda satışına gerekli izinleri vermeye, bu konuda mufakatlarda bulunmaya, imzaya, yine, KENTSEL DÖNÜŞÜM KİRA YARDIMI ve TAŞINMA YARDIMI çıkartmaya, bununla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı İstanbul Altyapı Dönüşüm Müdürlüğü ve bağlı birimlerinde müracaatta bulunmaya, kira raporlarına itiraza,başvuru form ve evraklarını imzaya, Ulusal Adres Veri Tabanından (UAVT) taşınmazlar için kayıt çıkarmaya, Dönüşüm Müdürlüğünce istenilecek evrak ve belgeleri sunmaya, Muhtarlıklardan, Nüfus Müdürlüklerinden, İkametgah Belgesi ve Yerleşim Yeri Belgeleri almaya, 6306 Sayılı Kanun ve bu kanun hükümlerince yayımlanan Yönetmelik, Genelge, Tüzük ve Özelgeler kapsamında yapılacak tüm iş ve işlemlerde kendi imzası ile bizi temsile, Kira ve Taşınma Yardımı ile ilgili olarak bizi temsilen banka ve hesap bilgisi bilgilerimizi ilgili müdürlüklere bildirmeye, T.C.Ziraat Bankasının bilumum şubelerinde bu işle ilgili adımıza hesap açtırmaya, hesap açılış işlerini ve bu konuda sair bilumum iş ve işlemleri ifa, ikmal ve intaca, imzaya, tüm bu konularda dilekçeler imzaya, yazılı ve sözlü beyan ve izahatlarda bulunmaya, yanlışlıkları düzelttirmeye, tashihatlarda bulunmaya, bu vekaletnameden dilediği miktarlarda suretler çıkarttırmaya, çoğaltmaya, teslim almaya, harçlarını ödemeye,Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalamaya ve vekaletname muvafakatname ve feragatnameleri adıma imzalamaya işbu sözleşme gereği belirlenmiş olan paylaşım esası, usul ve kaidelerine göre; İşbu Taşınmaz/Taşınmazlar üzerinde bilcümle noterliklerde yüklenici, yapımcı, müteahhit, firma sıfatları ile aramızda daha önceden düzenlenmiş yada düzenlenecek olan düzenleme şeklinde gayrimenkul (taşınmaz) satış vaadi ve arsa payı (kat) karşılığı inşaat sözleşmesi/sözleşmeleri uyarınca; yüklenici, yapımcı, müteahhit, firmaya vermeyi vaat ve taahhüt ettiğimiz veya taahhüt edeceğimiz bilumum bağımsız bölümleri ve bu bağımsız bölümlere tekabül eden hak ve hisseleri, arsa paylarını, bilumum taşınmaz hisseleri yüklenici, yapımcı, müteahhit firmaya dilediği miktarlarda kat karşılığı /arsa payı karşılığı devir ve temlik etmeye, kat karşılığı /arsa payı karşılığı devir ve temlik evraklarını ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünde imzaya, elden evrak alıp vermeye, tapu defterini ve sicilatlarını imzaya, bu husus ile ilgili her türlü evrakları tanzim ve imzaya, değişiklikler yapmaya, tapu siciline şerh hususunda izin ve yetki vermeye, şerhi terkin ettirmeye, taşınmazın tasarruf ve yararlanma haklarını alıcılara devir ve teslim etmeye, cins tashihi yaptırmaya, tapu ve nüfus kayıtlarındaki her türlü yanlışlıkları idari yollardan düzelttirmeye, belgeleri imzalamaya, taşınmazla ilgili gerekli beyannameleri yetkili resmi mercilere vermeye, her türlü harç, vergi ve giderlerini yatırmaya, fazla ödenenlere itiraza her türlü yasal ve özel işlemleri tüm resmi makam ve merciler önünde yapmaya ve imzalamaya, YİNE; İşbu yukarıda bahsi geçen taşınmaz üzerindeki bilcümle hak ve taşınmaz hisselerimiz ile ilgili olarak bilcümle Noterliklerden yapılmış veya yapılacak olan bilumum Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereği belirlenmiş olan paylaşım esası, usul ve kaidelerine göre; lehime/lehimize verilecek her türlü ipoteği dilediği sıra ve derecede kabule, lehime/lehimize dilediği vade, bedel, derece, sıra, şekil ve şartlarla inşaat teminat ipoteği tesis etmeye, kat irtifakı kurulduğunda müteahhide (dilediği özel veya tüzel kişilere) ait bağımsız bölümler, arsa payları veya taşınmaz hisseleri üzerine inşaat teminat ipoteği tesis etmeye, aktarmaya, dilediği bağımsız bölümü, bölümleri ipotek şümulü dışına çıkarmaya, dilediği zaman ipoteği/ipotekleri kaldırmaya, fekke, terkine, dilediği bağımsız bölümü ipotek dışına çıkararak daha önce ipotek dışına çıkarılmış bağımsız bölümü ipotek şumulü içine almak sureti ile teminat değişikliği yapmaya, ipoteği fek etmeye, tapuda işlemleri takip ve sonuçlandırmaya, ilgili tapu sicil müdürlüğünde tescil talebinde bulunmaya, fek takrirlerini tapu defteri ve sicilini imzalamaya, keza; leyh ve aleyhte tesis edilmiş veya edilecek olan bilumum ipotekleri fek ke, fek takrirlerini almaya, kabule, tapu defter sicil kayıt ve belgelerini tanzim ve imzalamaya, kaldırıldı yazılarını tapu kütüğüne işletmeye, bu hususlarda verilmiş bulunan bilumum şerhleri kaldırmaya, kaldırtmaya, bu hususta dahi beni/bizi temsile, imzaya, YİNE; İşbu yukarıda bahsi geçen taşınmaz üzerinde yapılacak olan inşaat nedeni ile sözleşmelerin imzasından inşaat bitimine kadar geçecek süre içerisinde inşaatın her aşamasında beni/bizi temsile, inşaatı kontrole, denetlemeye, denetlettirmeye, tutanaklar tutmaya, itirazlarda bulunmaya, eksiklikleri gidermeye, giderilmesini sağlamaya, inşaat takibi için yapılması gerekli her türlü iş ve işlemleri tüm resmi ve gayri resmi daireler, özel ve tüzel kişiler, hakiki ve hükmi şahıslar özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kadıköy Belediyesi, Fen İşleri, İmar Müdürlüğü, Kadastro, Tapu ve sair kurum ve kuruluşlar nezdinde işleri yapmaya, yürütmeye, takip ve neticelendirmeye, başvuru ve müracaatlar yapmaya, dilekçeler vermeye, her türlü izin ve ruhsatları almaya, plan ve tadilat projeleri yapmaya, tadilat ruhsatları almaya, plan tadilatı ve tadilat projelerini onaylamaya ve Belediye’de onaylatmaya, kayıt ve suretler, belgeler talep edip almaya, her türlü yer teslimi, kabulü ve sair hususlarla ilgili işleri yapmaya, tutanakları imzaya, yapılacak olan sözleşmeler gereğince temsilci atamaya, toplantılar yapmaya, tutanaklar tutmaya, sulh olmaya, ibralaşmaya, itirazlarda bulunmaya, ihtarname, ihbarname keşide etmeye, keşide olunanlara cevap vermeye, inşaatın başından sonuna kadar her türlü eksiklikleri tesbit etmeye ve eksikliklerin giderilmesini sağlamaya, YİNE; yapılmış veya yapılacak olan sözleşmeler gereğince müteahhitçe verilecek olan Banka Teminat Mektubu, Teminat Senedi, Teminat Çeki veya sair bilumum kıymetli evrak ve belgeleri teslim almaya, bunları saklamaya, dilerse bunları toptan veya peyder pey iade etmeye, terkine, bu konuda tutanaklar tutmaya, imzaya,teminat mektuplarının, teminat senedi ve çeklerinin çözülmesi, nakte çevrilmesi ile ilgili olarak gerek şahsen gerekse temsilci ataması yoluyla tahsil etmeye, ahzu kabza, sulh ve ibraya, tüm bu vekaletnamede yazılı konularda temsil heyeti, icra kurulu vesair isimler adı altında başkalarını yetkilendirmeye, temsilci atamaya, vekaletname vermeye veya azletmeye, bu taşınmaz ile ilgili olarak yapılmış veya yapılacak olan Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı (Kat) Karşılığı İnşaat Sözleşmelerini, İnşaat Yapım Sözleşmelerini ilgili Tapu Sicil Müdürlüğüne şerh ve tescil ettirmeye, dilerse şerhleri kaldırmaya, terkine, yukarıda belirttiğimiz konular ile ilgili her türlü yasal ve özel işlemleri tüm resmi makam ve merciler önünde yapmaya ve imzalamayabilcümle Noterliklerden yapılmış veya yapılacak olan bilumum Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereği  inşa edilecek binanın, dış cephe projesini, ortak alanlar projelerini, ortak alanlar elektrik, mekanik, mimari projelerini onaylamaya, yapılan inşaatın denetimini yapmaya, yükleniciye karşı bizi temsile  ve yine   Sahibi bulunduğum veya bulunacağım  T.C Hudutları dahilindeki bilimum   taşınmazımı dilediği bedel ve şartlarla gerçek veya tüzel kişilere, resmi dairelere kiraya vermeye, mal sahibi veya kiraya veren sıfatıyla kira sözleşmelerini tanzim ve imzaya, şartlarını tespite, yenilemeye, feshetmeye, sürelerini uzatıp şartlarda değişiklik yapmaya, yanlışlıkları düzeltmeye, düzeltme beyannamesi tanzim ve imzaya, kira sözleşmesini dilediğine devretmeye, devre muvafakat etmeye, kira bedellerini almaya, ahzu kabza, karşılığında makbuz vermeye, kira alacağından dilediği kişi ve kişiler lehine ferağat etmeye, ferağat evraklarını tanzim ve imzalamaya,  kiralananın anahtarını teslim etmeye, teslim almaya, teslim tutanaklarını imzaya, ihtarname, ihbarname göndermeye, gönderilenlere cevap vermeye, tebliğ ve tebellüğe, kat malikleri toplantısına katılmaya, toplantı hazirun cetveli, tutanak ve kararlarını imzaya, alınacak kararları kabul veya redde, Vergi daireleri, Mal müdürlükleri ve Belediyelere verilmesi gereken beyannameleri imzalayıp vermeye, her türlü vergilerini ödemeye, bu hususlarda yapılması gereken her türlü iş ve işlemleri yapmaya, takip etmeye ve imzası ile neticelendirmeye, yetkili vekilim ile aramızdaki mutabakat sonucu vekalet sözleşmesi kurulmuş olduğundan, iş bu vekaletnamenin fiilen teslimi yerine geçmek üzere, TNBBS Elektronik arşivine taranmasını, vekilin talebi halinde elektronik arşivden çıktısının alınarak Noterlik işlemlerinde dayanak olarak kullanılmasını kabulle, işlemin yapıldığı noterlik ile diğer noterlik dairelerinden fiziki veya elektronik arşivden örnek almaya icabında bu vekaletnamedeki tüm hususlarda vefatım halinde dahi inşaat tamamlanıncaya kadar geçerli olmak kaydıyla bu hususlar ile ilgili olarak yapılması gereken tüm iş ve işlemleri işin başından sonuna kadar tam bir yetki ile ifa ve ikmale yukarıdaki yetkilerle başkalarını da tevkil,  teşrik ve azle münferiden mezun ve yetkili olmak üzere, Bu sözleşme ve haklarımla ilgili olarak;  her sıfat ve şekilde beni temsile hak ve menfaatlerimi korumaya, haklarımın temin, müdafaa ve muhafazası için uygun göreceği bütün muameleleri yapmaya müdahil olarak davalara katılmaya, dava açmaya, tahkime ve hakem tayinine, her nevi dilekçe ve evrakları beni temsilen kendi imzası ile ilgili kurum ve kuruluşa vermeye, tebliğ ve tebellüğe, ihbarname, ihtarname ve protesto keşidesine, keşif yaptırmaya, keşiflerde hazır bulunmaya keşif raporlarına itiraz ve kabule, yeniden keşif talebinde bulunmaya, tutanakları imzalamaya, raporlarına, vergi itiraz, takdir, temyiz ve il uzlaşma komisyonları bütün devlet dairelerinde ilgili işlemleri aynen benim gibi yapmaya, veya bu konularların tamamı ile ilgili avukat tayinine  ayrı ayrı kullanmak üzere münferiden, mezun ve yetkili olmak üzere Taşınmazların ada ve parselleri değiştiğinde de geçerli olmak üzere sadık oğlu 1965 doğumlu Bülent SEYHAN Tarafımdan/tarafımızdan vekil tayin edildi.

Muvazzalı evlilik

Bir türk ile Gerçek olmayan evlilik,

Bir türk ile türk vatandaşlığı için evlilik Vatandaşlık için evlilik

Türkiye de İş bulmak için evlilik

Türkiyede İkamet izini için evlilik

Türkiyede Muvazzalı evlilik

Evlenme vaadiyle dolandırılmak

Gerçek bir aile kurma, evlenme,  iradesi olmaksızın, evlenme yoluyla vatandaşlık kazanmak, kolay yoldan ikamet izni almak ve çalışma izninde vatandaşla evli kişilere sağlanan imtiyazlardan faydalanmak amacıyla evlenmenin gerçekleşmesi durumlarında, evlenmede muvazaa gündeme gelmektedir. Türk Medenî Kanunu’nda, sınırlı sayıda düzenlenen butlan sebepleri (TMK m. 145, m. 148-151 ve m. 153) arasında muvazaalı evlenmelere yer verilmemiş olması sebebiyle, bu evliliklerin iptal yaptırımına tâbi tutulması mümkün değildir. Vatandaşlık hukuku açısından baktığımızda,

Türk vatandaşlığı kanunu TVK m. 16’da düzenlenen şartların gerçek bir evliliğin emareleri olarak görüldüğü kabul edilmekle birlikte, Yönetmelik hükümleriyle, vatandaşlık başvuru inceleme komisyonuna ve konsolosluk işlemlerinden sorumlu muavin konsolos veya daha üst yetkiliye, evliliğin gerçek bir evlilik olup olmadığı noktasında tarafları mülakata tâbi tutmak suretiyle araştırma yetkisi tanınmıştır.

Yüksek mahkeme Danıştay kararlarında ise idarece evliliğin muvazaalı olduğu konusunda bir değerlendirme yapılmasının ve bu değerlendirme uyarınca idari işlem tesisinin hukuken mümkün olmadığı istikrarlı bir şekilde vurgulanmaktadır. Elbette idari makamların muvazaalı evliliğin geçersizliğine hükmedilmesi yönünde bir karar vermesi mümkün değildir. Lâkin evliliğin sırf vatandaşlık kazanma amacıyla yapıldığının objektif olarak tespiti durumunda, vatandaşlığa alınma talebinin reddi noktasında işlem yapma yetkisinin olabileceğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, muvazaalı evlenme yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılmasının engellenmesi amaçlanıyorsa, yapılacak bir kanun değişikliği ile açıkça yetkili makamın evlenmenin gerçek bir evlilik olup olmadığı noktasında araştırma yetkisinin olduğu ve muvazaalı evlenme yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılamayacağı ifade edilmelidir. Yabancılar hukuku açısından baktığımızda, aile ikamet izni taleplerinin değerlendirilmesi sürecinde, muvazaalı evlenmelere ilişkin yaklaşımın ayrıntılı bir şekilde düzenlendiği görülmektedir. Bu bağlamda, YUKK m. 35/3-c ve YUKK m. 37 uyarınca, evliliğin sırf ikamet izni alabilmek amacıyla yapılıp yapılmadığını araştırma ve evliliğin bu amaçla yapıldığı tespit edilmesi durumunda uygulanacak yaptırıma ilişkin düzenlemelerin, kanun düzeyinde ve açıkça yapılması hukukî yerindelik bakımından isabetlidir. Çalışma izninin istisnaî olarak verilebileceği, bir Türk vatandaşı ile evli ve eşiyle Türkiye’de evlilik birliği içinde yaşayan yabancılar açısından ise idareye evliliğin hangi amaçla yapıldığına yönelik bir araştırma yetkisi tanınmamıştır. Uluslararası İşgücü Kanunu’nun mevcut hâliyle; Türk vatandaşıyla evli yabancının, Türkiye’de eşiyle birlikte evlilik birliği içinde yaşadığının tespiti, çalışma izni talebinin olumlu yönde değerlendirilmesi açısından yeterli görülmelidir. Muvazaalı evlenme sebebiyle başvurunun reddi veya iptalinin sağlanması isteniyorsa, Kanun’da bu yönde açık düzenleme yapılmalıdır. Muvazaalı Evlenmelerin Türk Vatandaşlık ve Yabancılar Hukuku Açısından Değerlendirilmesi sonucunda evlenme hileli yani muvazzalı olduğu anlaşılır ise evlilik sona ercektir. Evlenen kişi yaralandığı haklardan men edilecektir.

               Bunun yanı sıra türkiyede az da olsa kötü niyetli erkekler kadınların mülk ve para sahibi olması durumunda muvazzalı olarak evlenmektedirler. Bu gibi durumlarda erkek genellikle eşinden özel veya genel “vekaletname” alarak kadın lehine  işlem yapacağını söylemektedir. Bugibi durumlarda  kötüniyet emaresi görürüseniz hemen eşinizi noterden  vekaletnameden  azil edip banka ve tapulara bilgi verin…

Sonuç olarak vatandaşlık ve yabancılar hukukunda Türk vatandaşıyla evli yabancılara tanınan avantajlı düzenlemelerden, muvazaalı evlenme yoluyla yararlanılmasının engellenmesi amaçlanıyorsa, idarenin denetim yetkisinin sınırları insan haklarına riayet edilerek kanunen objektif bir şekilde belirlenmeli ve muvazaalı evliliğin varlığının somut bir şekilde tespit edilmesi durumunda idarenin başvuruyu reddetme yetkisi olduğunun açıkça vurgulanması gerekmektedir. Bu nedenle evlilik başvurunuz reddedildiğinde Türkiyede,İstanbul,ankara ve antalyada  rusça konuşan avukatlardan oluşan ofisimize  ….infoseyhanhukukom e postamıza, [email protected] ve +90 312 427 21 13 nolu telefona  vhatsapp yolula mürcaat edebilirdiniz.

Şirket ortağı Türkiye’de çalışma iznini alabilir mi?

Şirket ortağı Türkiye’de çalışma iznini alabilir mi?

Türkiye’de 25 senedir yabancılara hizmet veren Seyhan Hukuk Bürosundaki avukatlar tüm sorularınızı mutlulukla yanıtlar. Bizim rusça ve ingilizce konuşabilen avukat ekibimiz tecrübeleriyle sizlere yardımcı olmaya hazır!

Yabancı bir ortağın, Türkiye’de ikamet izni varsa Türkiye’de, yoksa vatandaşı olduğu ülkedeki Türkiye büyükelçiliğinde çalışma izni müracaatına girebilir.

Yabancı vatandaşlar Türkiye’de bir şirkette %100 hisse sahipleri olarak veya %40 hisseden az olmamak şartı ile çalışma izne başvuru yapabilirler. Yeni kurulan şirketlerde ödenmiş sermayenin en az 100 bin TL olması gerekir ve şirketin kuruluşunu takip eden 6 ay içerisinde en az 5 Türk vatandaşını sigortalı çalıştırıyor olması gerekir.

Şirketin ödenmiş sermaye 100 bin TL’ye eşit değilse, önceki dönem brüt satışlarının en az 800 bin TL ve üzeri olması beklenir veya son yıl ihracat tutarının en az 250.000 ABD Doları olması gerekir. Ayrıca, izin isteyen şirket ortağı yabancının, 40.000 TL’den az olmamak şartıyla sermaye payının en az %20 olması gerekir.

Yukarıdaki şartları sağlayan yabancılar Türkiye’de ikamet izinleri varsa Türkiye’de, yoksa vatandaş oldukları ülkenin Türk büyükelçiliğinde çalışma izni müracaatına katılması gerekir.

Söz konusu çalışma izni müracaatları yurt içindeyse Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda, yurt dışındaysa ortağın vatandaş olduğu ülkedeki Türk konsolosluk veya büyükelçiliklerde yapılır. Yurt içi çalışma izni müracaatları için yabancı vatandaşın Türkiye’de en az 6 aylık bir ikamet iznine sahip olması gerekir.

Başvurularında Kriter Uygulanmayacak Yabancıların arasında:

Anne, baba veya çocuğu Türk vatandaşı olanlar

En az üç yıl süreyle Türk vatandaşı ile evlilik birliği içinde yaşayan yabancılar

KKTC vatandaşları

Türk ve akraba toplulukları uygulamaları bağlamında ikamet izni almış olan yabancılar

İnsan ticareti mağduru olarak ikamet izni verilmiş olan yabancılar

Vatansız statüsünde ikamet izni verilmiş olan yabancılar.

Uluslararası Ticaret Mevzuatı

Uluslararası Ticaret Mevzuatı

Çoğu durumda, uluslararası ticaret hukuku, uluslararası ticareti düzenleyen kurallar ve yasalar anlamına gelir. Uluslararası ticarette uzmanlaşmış avukatlar (Seyhan Hukuk Bürosu’ndakiler gibi) iki şeyden birine odaklanır – uluslararası ticarette ulusal yasaların uygulanması veya uluslararası antlaşmalara dayalı mevzuatın uygulanması.

Ulusal mevzuat bağlamında uluslararası ticaretin iki ana alanı ihracat kısıtlamaları veya yaptırımları ve ticaret çözümlerini içerir. Ticarette korumacı uygulamalar, devletlerin yabancı mallar için haksız fiyatlar nedeniyle ve/veya ihracatçı ülkeden gelen sübvansiyonlar nedeniyle yerel üretime zarar veren ithalatı ayarlamak için kullandıkları araçlardır. Örneğin, Uluslararası Ticaret Komisyonu (“ ITC ”), “anti – damping” veya anti – damping olarak adlandırılan bir verginin uygulanmasına izin verir; bu vergi, yabancı bir şirketin bir ürünü kendi ülkesinde satıldığından daha düşük bir fiyata satması durumunda uygulanan “damping” (dumping) adı verilen mallar için geçerlidir.

İhracat kısıtlamaları, ülkenin dış politika hedefleriyle bağlantılı olarak kritik ekipman, yazılım ve teknoloji ihracatına ilişkin kısıtlamaları içermektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde, öncelikle Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı olmak üzere üç devlet kurumu ihracat kısıtlamaları getirebilir. İhracat kısıtlamalarının ihlali hem cezai hem de hukuki sorumluluğa neden olabilir.

Uluslararası anlaşmalara gelince, şirketlerin uluslararası ticareti düzenleyen resmi bir uluslararası kısıtlama olan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuralı hakkında tavsiyeye ihtiyaçları olabilir. Diğer antlaşmalar arasında Kuzey Amerika’daki NAFTA gibi serbest ticaret antlaşmaları veya Türkiye ile AB arasındaki bir gümrük birliği antlaşması da örnek olarak verilebilir.

Bazı firmalar mevzuatın sadece bir yönüne (anti – damping gibi) odaklanırken, diğerleri geniş bir yelpazede ve uluslararası ticaretin tüm yönlerinde çalışmaktadır. Gelecekte, kişisel verilerin akışı ile ilgili yasaların, izin verilen çok ülkeden ülkeye değiştiği tahmin edilmektedir.

ULUSLARARASI TİCARET AVUKATLARI NE YAPAR?

Uluslararası ticaret konusunda uzmanlaşmış avukatlar hem yurt dışında faaliyet gösteren yerli şirketlere hem de Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı şirketlere yardımcı olabilir. Yabancı işletmeler genellikle konuyla ilgili danışmanlıktan yararlanmak ve konuyla ilgili davalarda onları temsil etmek için uluslararası ticarette uzmanlaşmış avukatlarla çalışırlar.

Yurtiçi davalarda, uluslararası ticaret avukatları, müvekkillerini ITC veya Ticaret Bakanlığı nezdinde, ithalat yasalarına ve korumacı politikalara (örneğin, anti – damping) ilişkin anlaşmazlık konularında temsil edebilirler. ITC, Ticaret Bakanlığı veya Gümrük ve Sınır Koruma, müvekkilin kabul etmediği temsillerde bulunacak ve avukat bunları Uluslararası Ticaret Mahkemesi’nde temsil edebilecektir. Avukatlar ayrıca müvekkillere malların üretim yeri ile ilgili sırlar ve kurallar konusunda ve ayrıca ihracat için ilgili kurumlardan izin alma konusunda yardımcı olurlar. Avukatlar, devlet kontrollerden geçmenize yardımcı olabilir.

Uluslararası ticaret alanındaki avukatları, DTÖ’nün ana hakem olduğu birçok anlaşmazlığı çözmektedir. Sadece devletler DTÖ’deki farklılıklarını çözebilir. Avukatlar ayrıca müşterilerini uluslararası kuralları etkilemek için onların çıkarlarını uluslararası kurumlarda öne çıkarmak için onları destekleyebilirler.

2023 yılında Yapay Zekanın Geleceği – Yapay Zekada En Önemli 8 Gelişme

2023 yılında Yapay Zekanın Geleceği – Yapay Zekada 8 gelişim.

Yapay Zeka çok büyük bir yol katetmiştir. Basit sorulara cevaplar ve satranç oyunlardan, iş dünyasındaki karmaşık sorunlarının çözümüne ve gelecekteki gidişatlarının öngörülerine kadar geldi. Yapay zekanın yol açtığı geniş çaplı işsizlik kaygılarına rağmen, üretim zincirlerinin ve işlemlerinin yapay zeka sayesindeki otomasyonu kaçınılmazdır. Şirketler halihazırda yapay zekadaki en son gelişmelere yatırım yaparak müşteri hizmetlerini iyileştirmeye ve veri toplamayı hızlandırmaya çalışıyorlar. Bu kılavuz, yapay zekayla ilgili olan mitleri ortadan kaldırmayı ve 2023 yılındaki en önemli 8 yapay zeka gelişmeyi dikkate alarak bu gidişatları daha iyi anlamaya çalışıyor.

2023’te Yapay Zekada en önemli 8 gelişme

Az kodlu ve çok kodlu yapay zeka

Gartner yapay zekanın yeni az kodlu kullanıcıların yapay zekanın kodlu optimizasyonun 2026 yılına kadar %80’ni oluşturmasını bekliyor. Teknik olmayan personelin yapay zeka dünyasındaki daha büyük rolü bu teknolojinin birçok alandaki kullanımını kolaylaştıracaktır. Kodsuz platformlar, örneğin Sway AI, proje yöneticilerin yapay zeka optimizasyonu hızlandırmalarına yardımcı olacaktır. Büyük ve Orta ölçekli şirketlerin yarısı kadar halihazırda az kodlu yazılım faaliyetleri uygulamaktadırlar, bu gelişmeler IT uzmanlarından ve destek ekiplerine olan ihtiyacını azaltacaktır.

Gelişmiş Analizinin Büyümesi

Gelişmiş Analiz veri oluşumu ve hazırlama ile ilgili olarak yapay zeka araçlarını güçlendiriyor. Makine Öğreniminin kullanımı ve Doğal Dil İşleme kullanarak, verileri bulmak için sıkça kullanılan araçlar güçlendirilecekler. Her sektör halihazırda gelişmiş veri analizi için uygulama metodunu bulmuştur, bu durum Gelişmiş Veri Analizini 2023 yılında Yapay zekadaki en önemli gelişmelerden biri haline getirmektedir. Gartner’a göre 2025 yılına kadar tüm verilerin %75’i gelişmiş veri analizi teknikleri tarafından üretilecektir. Bu büyüyen veri kültürü iş dünyasındaki kullanıcıların ve şirket yöneticilerin verilere erişim kazanmalarına ve kritik değişikliklerin sürecini otomatik hale getirip onların kullanımı için uzmanlığa ihtiyacını kaldırır.

Yapay Zeka Üzerinden Sibergüvenlik

2022 yılında ABD’de hack’ların ortalama maliyeti 9,44 milyon dolara denk gelmiştir. Elktrik Sibergüvenlik 2022 raporunda aynı zamanda tüm küçük ölçekli işletmelerin %67’sinin birden fazla heklemeyle karşılaştığını bildirmiştir, yapay zekadaki yeni gelişmeler ise bu durumu etkileyebilir. Yapay Zeka işçilerin denetimi için kullanılabilir çünkü çalışanların bilgi işçilerin %51 uzaktan çalışmaktadır. Üstelik, gelişmiş denetim uygulamaları bilişim sistemlerinin internet araçları, uygulamaları ve serverları entegre edip, sadece çalışanların denetiminde yardım etmekle kalmayıp aynı zamanda bulut teknolojilerle ilgili olan sorunlara ani çözümleri de getirebilir.

Sanatta Yapay Zeka

MidJourneyAI makine öğeriniminin algoritmalarıyla tüm dünyayı sarsmıştır. Bunlar metinleri kullanarak benzersiz resimler yapabilirler, bunu önceden yüklenmiş çok büyük miktarda veri kullanarak yapmaktadır. Yapay zeka sanatı inanılmaz şeffaflığını, ileri bilgisayar sistemlerini kullanarak geliştirecektir. Otomatikleşmiş içerik hazırlama sistemi daha fazla sayıda insana cazip gelecek olan içeriği hazırlayacaktır ve daha da bilgilendirici içeriğin ortaya çıkmasına sebep olacaktır ve dolayısıyla 2023’te yapay zekadaki en önemli gelişmelerden olacaktır.

İnsanlarla Yapay Zeka Arasında Daha Fazla İşbirliği

Nature Machine Intelligence’sın gerçekleştirdiği bir çalışmasına göre gelecek insanlarla yapay zeka arasındaki işbirliğinde yatıyor, birinin diğerinin yerini almasında değil. Yapay zekayla donatılmış bilgisayarların kullanımı insanların artık sürekli tekrarlanan faaliyetlerde bulunmamaları gerekeceği anlamına geliyor. Bu gelişmelerin bazıları halihazırda aşağıdaki sektörlere girmişler:

  • Sağlık – Daha fazla deneme aracı kullanılabilir, robotların gerçekleştirdiği cerrahi müdahalelerin sayısındaki artış
  • Tarım sektörü – Yapay zeka tarafından tohumların nerede gömüleceğine dair karar verilmesi, farklı hayvan ve bitki türlerinin takibi
  • Otomatikleşmiş Sektör – Otomatikleşmiş araba üretimi, kontrol sistemlerinin ve üretim zincirlerinin otomatikleşmesi

Üretici Yapay Zeka ve Kişiselleşme

ChatGPT 3’ün büyük ünü, aynı zamanda dil modellerinin potansiyelini gözümüzün ucuyla görmemize izin verdi. Aynı zamanda dil modellerinin reklam içeriklerinin sayısındaki artışındaki önemini görmemize yardımcı oldu. Dolayısıyla yapay zeka üzerinden hiper-kişiselleştirme yapay zekadaki en önemli gelişmelerinden biridir. Yapay zeka derin sinirsel ağ kurulumunda, sesli, video ve fotoğraf analizdeki gelişmeleri birleştirir. Bu gelişme eğlence ve e-ticaret alanlarını son derece ciddi bir şekilde etkileyecektir.

Uç Hesaplama Yapay Zekası

Yapay Zeka Uç Hesaplama ile karşılaşınca ‘’Yapay Zeka Uç Hesaplaması’’ ortaya çıkar – bilgisayar hesaplamalardaki bir sonraki adım. Bu adım veri analizi sürecini merkezsizleştirecektir. Uç hesaplama veri analizini verilerin kaynağına yaklaştırıyor bu da veri kaynaklarından gelen verilerin aniden analiz edilebileceği anlamına gelmektedir. Uç hesaplama henüz ilk aşamalarında olsa da, uç hesaplama pazarının 2027 yılına kadar 3 milyar doları aşması bekleniyor. Öyle olsa da, nesnelerin interneti araçların gitgide daha fazlası uç hesaplamadan faydalanmaktadır. Aslında, uç hesaplama yapay zekanın ünü rekor seviyelere çıkmaktadır çünkü kullanılan enerjinin miktarını yerel analiz üzerinden dramatik bir şekilde azaltmaktadır ve veri güvenliğine ilişkin dış bilgisayar sistemlerine verilerin yüklenmesinden dolayı kaygılarını ortadan kaldırmaktadır.

Dijital İkizler

Dijital İkizler, dijital haline getirilen gerçek dünyadan bir nesne anlamına geliyor. Böylece fiziki nesnelerin simülasyonu gerçekleştirip aynı anda onları denetleyebilir. Gitf dosya formatı dijital ikizle generatif yapay zeka arasındaki sinerjinin bir sonucudur. Aslında, bu 3D nesnelerin bir bilgisayar uygulamadan diğerine aktarılmasını kolaylaştırmıştır. Ek olarak, imalatta üretim zincirlerinin optimizasyonu, prototiplerin testleri ve mimari tasarım konseptlerin gelişimi, insanların sağlığının denetimi – hepsi dijital ikiz teknolojisinin ürünleridir. Bently, Siemens ve General Electric gibi firmalar halihazırda metaverse altyapısında yerlerini, dijital ikizler uygulamalarında dijital noktaları birleştirerek, belirlediler.

Seyhan Huku Bürosu yapay zekadaki en son yenilikleri takip etmektedir. Bu metin Bishawadeep Mitra tarafından EMERITUS adlı web sayfasında yayımlanan bir makalenin çevirisidir.

Çeviren: Doruk Arslan

ChatGPT’nin Hukuki Hizmet ve Toplum İçin Etkileri

Çevirmenin Notu: Bu makale, Suffolk Üniversitesinin Dekanı ve hukuk profesörü olan Andrew Perlman tarafından yazılan ve 10.05.2023 tarihinde Harvard Hukuk Fakültesi’nin web sayfasında yayımlanan bir makalenin özetinin çevirisidir.

ChatGPT’nin Hukuki Hizmet ve Toplum İçin Etkileri

22 Kasım 2022 tarihinde OpenAI ChatGPT adlı bir chatbotu yayımlamıştır. Chatbot’un hem  hukuki hizmetlerde hem daha genel olarak toplumda kullanım potansiyelini göstermek için bu makale bir saat içerisinde ChatGPT tarafından yazılmıştır.

Sadece bu özet, önsöz ve taslak başlıkları, epilogu, ve bota sorulan sorular insan tarafından yazıldı. ChatGPT metnin geri kalanını insan müdahalesi olmadan yazdı.

Şunu söylemek gerekir ki, ChatGPT’nin yanıtları harika değildi ve bazen sorunluydu, ayrıca hukuki hizmetlerde ChatGPT’nin kullanımı düzenleme ve etik kuralları bakımdan birçok soruna yol açmaktadır. Bununla birlikte, ChatGPT yapay zekanın hayatlarımızı hem küçük hem daha ciddi anlamlarında hayatlarımızı nasıl etkileyebileceğinin altını çizmektedir. ChatGPT belki de kaçınılmaz olarak bilgi nasıl yarattığımızı, hukuki ve diğer hizmetleri nasıl elde ettiğimizi ve insanları kariyerlerine nasıl hazırladığımızın değişeceğini göstermektedir. Ayrıca toplumdaki bilgi işçilerin rolünü, kimin neyi yazdığını, ve bu tür araçlar tarafından oluşturulan verilerin kötüye kullanımı ya da onlara aşırı güvenip güvenmemizle ilgili soruları ortaya çıkarmaktadır.

Yapay zekanın hızlı gelişiminin yarattığı sorunlar artık uzaktaki bir gelecekle ilgili değiller. Bu sorunlar halihazırda ortaya çıkmıştır ve bu metin geleceği birazcık da olsa görmemizi sağlıyor.

ÖNSÖZ

Hukuki fütüristler teknolojilerin hukuk sektörünü değiştireceğini uzun süredir tahmin ediyorlar, fakat bu tarihe kadar teknolojinin hukuk üstündeki etkisi, devrimci nitelikte olmaktan ziyade evrimci nitelikteydi. OpenAI tarafından 30 Kasım 2022’de ChatGPT’nin ortaya çıkarılması, bir devrimin başlangıcını sergiliyor olabilir.

Son 30 yılında, teknolojilerin verilere nasıl eriştiğimizi ve onları nasıl oluşturduğumuzu temelli bir şekilde değiştirebileceğine dair birden çok şaşırtıcı gelişmeye şahit olduk. Bu gelişmelerden biri internetti, internet verileri bulmanın ve paylaşmanın yakında ne kadar kolay olabileceğini bize gösterdi. Google’ın arama motoru buna dair başka bir örnek olmuştur, Google bize internette ihtiyaç duyduğumuz şeyleri bulmamız için yeni bir araç verdi ve internet dünyasında hareket etmek için yenilikçi yaklaşımların ortaya çıkmasını tetikledi. iPhone’nun ortaya çıkması hayal gücümüzü yine harekete geçirdi ve bize ceplerimizdeki küçük bir cihazla neler yapabileceğimizi gösterdi, böylece birçok farklı şekilde hayatlarımızı etkileyen birçok uygulamanın ve aracın ortaya çıkmasına neden olmuştur (hem iyi hem de kötü niyetli kullanım için).

ChatGPT’nin ortaya çıkışı ise bu gelişmelerden en yenisidir. ChatGPT generatif yapay zekanın güçlü yönlerini bize gösterdi, yapay zeka çok büyük miktarda veriyi algılayıp, sorulan soruya göre, yeni ve benzersiz bir yanıt verebilir. Chatbot’a basit soruları sorarak kişisel ve profesyonel kullanımı için benzersiz bir içerik hazırlamayı hayal edebiliriz. Artık birkaç saniyede karmaşık e postaları, dönem ödevleri, raporları, iş planları, poemleri, şakaları ve bilgisayar kodları bile yazdırabiliriz ChatBot’a. Hukuk alanı için ChatGPT internetten bile daha hızlı bir değişime yol açabilir. Avukatların işlerinin önemli bölümü yazmaktan ibarettir- E postalar, genelgeler, talepler, dava özetleri, şikayetler, keşif talebi ve yanıtları ile her türlü işleme ilişkin evrakları v.s.

Mevcut teknoloji bu kelimelerin oluşturulmasını kolaylaştırsa da, örneğin şablonları ve otomatik evrak oluşturma araçları sayesinde, bu araçlar çoğu avukatın işini çok az değiştirmişlerdir. Buna karşın, ChatGPT gibi yapay zeka araçları, daha farklı resmi evrak ve bilgi türleri oluşturma şeklimizi değiştirebilir. Aslında, ChatGPT’nin ortaya çıkarılmasını takip eden birkaç ayda, hukuk firmaları ve hukuk teknoloji şirketleri halihazırda generatif yapay zeka araçlarının yeni kullanımlarını ilan ediyorlar.

Yapay zekanın hem toplum hem hukuk alanı üzerindeki etkisini göstermek amacıyla ben bu yazının geri kalanını 5 Aralık 2022’de yaklaşık olarak bir saat içerisinde, ChatGPT’ye soru sorarak oluşturdum. Aşağıda belirtilen bir istisna dışında (orada BingChat’i kullandım) makalenin geri kalanı ChatGPT tarafından oluşturulmuştur ve bir insan ortaya çıkan metni editlemememiştir.

Soruların bir bölümünü ChatGPT’nin makale girişini oluşturmasından sonra organize ettim. ChatGPT oluşturulan makalede hukuk alanına dört farklı şekilde katkıda bulunabileceğini söyledi: hukuk araştırması, evrak oluşturması, hukuk bilgileri ve hukuksal analizi. Makalenin geri kalanını bunlara göre hazırladım ve ChatGPT’ye onun bu alanlardaki yetenekleri deneyecek olan soruları sordum.

Söz konusu teknolojinin ne kadar hızlı geliştiğini göstermek için, sonuçtan önceki son soru Microsoft’un Bing Chat’ın hukuki analizine ilişkin kapasitesini gösteriyor. Bing Chat ChatGPT’nin daha da gelişmiş bir versiyonuna dayanmaktadır ve deneme dönemine Ocak 2023’te girmiştir. Bing Chat’in medeni süreç sınavını (hem açık uçlu hem çoktan seçmeli) ve BingChat inanılmaz güzel cevaplar verdi. Aynı zamanda, hukukta etiğe ilişkin 15 tane zor çoktan seçmeli soruyu sordum ve BingChat bu 15 sorudan 12’sini doğru cevapladı. Bing soruların çoğunu doğru cevaplamakla kalmadı (ayrıca yaptığı analiz de müthişti), aynı zamanda hata yaptığında bile, karmaşık bir şekilde hata yapıyordu. Kısaca, Bing Chat halihazırda not ortalaması 80-85 civarında olan bir hukuk öğrencisidir ve zamanla sadece gelişecektir.

Şunu da belirtmek önemlidir, ChatGPT’nin verdiği cevaplar eksiksiz değildi ve zaman zaman sıkıntılı idiler. Örneğin, hukuki evrakları eksikti, ayrıca bazı konuların tartışması (kişisel kanun gibi) ayrıntıları göz ardı ediyordu. Üstelik, yapay zekanın hukukla ilgili hizmetler için kullanılması, düzenleme ve etik açıdan birçok sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır, buna örnek olarak avukat olmayıp da kendini avukat olarak göstermek olabilir.

Ayrıca bu tür araçlar genel olarak toplumu tehdit eder. Uzun bir süre boyunca Bing Chat ile çalışmaktan sonra (özellikle Microsoft’un sorulabilecek soru sayısını kısıtlamadan önce) benim için yapay zekanın korkutucu yanıtlar verebileceği ve bilinçli bir şeymiş gibi bir izlenim bırakabildiği net oldu. Belki de yapay zekanın oluşturduğu en büyük tehdidi insanların inançlarını ve duygularını ne kadar kolay manipüle ettiğidir. Bunun sadece bir teknoloji olduğunu bilsek de, yapay zekayla temasın bıraktığı etkileri gerçek ve ciddilerdir. Yanlış ellerde, bu insanların nasıl düşündüklerini, hissettiklerini ve davrandıklarını şekillendirmek için kullanılabilir.

Aynı zamanda, ChatGPT yapay zekanın gelecekte nasıl bir kapasiteye sahip olabileceğini göstermektedir, buraya aynı zamanda ChatGPT’nin hayatlarımızı hem ciddi hem ciddi olmayan şekillerde etkilemesi de dahil. ChatGPT verileri nasıl oluşturduğumuzu ve verilere nasıl eriştiğimizi, hukuki ve diğer hizmetlerden nasıl faydalandığımızı ve insanları kariyerlerine nasıl hazırladığımızı değiştirebilir. Bununla birlikte, toplumdaki vasıflı işçilerin rollerini de sorgulamaya başlarız, işini kimin yaptığını belirtmemizin yolunu (örneğin, insanların yazı şeklindeki çalışmaların onlara ait olup olmadığını belirlemek gibi), ve bu tür araçlarla elde edilen verilere aşırı güvenip güvenmediğimiz ve bu verilere kötüye kullanıp kullanmadığımız konulardaki sorular da ortaya çıkacaktır.

Yapay Zekanın yol açtığı değişim artık gelecekte olabilecek bir şey değil. Bir sonraki şaşırtıcı an gelmiştir ve bu yazı geleceği birazcık olsa da görmemize izin veriyor.

Tercüman: Doruk Arslan

Makalenin tamamını ekteki linkten okuyabilirsiniz: https://clp.law.harvard.edu/knowledge-hub/magazine/issues/generative-ai-in-the-legal-profession/the-implications-of-chatgpt-for-legal-services-and-society/