Kredi Kartı Sözleşmesini İncelediniz Mi?

Kredi Kartı

Seyhan Hukuk Bürosunun kurucu ortağı Av. Bülent Seyhan 1998 – 1999 yılları boyunca Ulusal Ekonomi dergisi olan PLATİN’de yatırımcıların karşılaştığı sorunlar ve Sermaye Piyasası Kurumu mevzuatı gibi konuları ele alan makaleleri yayımlanmıştır. Makaleleri sayesinde Borsa İstanbul İMKB oluşumunda katkılar sağlamıştır. Bu Makaleler dizisinde av. Bülent Seyhan’ın yazılarını inceleyebilirsiniz.

Kredi Kartı Sorunları

Seyhan Hukuk Bürosunun kurucu ortağı Av. Bülent Seyhan 1998 – 1999 yılları boyunca Ulusal Ekonomi dergisi olan PLATİN’de yatırımcıların karşılaştığı sorunlar ve Sermaye Piyasası Kurumu mevzuatı gibi konuları ele alan makaleleri yayımlanmıştır. Makaleleri sayesinde Borsa İstanbul İMKB oluşumunda katkılar sağlamıştır. Bu Makaleler dizisinde av. Bülent Seyhan’ın yazılarını inceleyebilirsiniz.

Alacaklılar Neden İntihar Etmiyor

Seyhan Hukuk Bürosunun kurucu ortağı Av. Bülent Seyhan 1998 – 1999 yılları boyunca Ulusal Ekonomi dergisi olan PLATİN’de yatırımcıların karşılaştığı sorunlar ve Sermaye Piyasası Kurumu mevzuatı gibi konuları ele alan makaleleri yayımlanmıştır. Makaleleri sayesinde Borsa İstanbul İMKB oluşumunda katkılar sağlamıştır. Bu Makaleler dizisinde av. Bülent Seyhan’ın yazılarını inceleyebilirsiniz.

Aciz Belgeniz Var Mı?

Seyhan Hukuk Bürosunun kurucu ortağı Av. Bülent Seyhan 1998 – 1999 yılları boyunca Ulusal Ekonomi dergisi olan PLATİN’de yatırımcıların karşılaştığı sorunlar ve Sermaye Piyasası Kurumu mevzuatı gibi konuları ele alan makaleleri yayımlanmıştır. Makaleleri sayesinde Borsa İstanbul İMKB oluşumunda katkılar sağlamıştır. Bu Makaleler dizisinde av. Bülent Seyhan’ın yazılarını inceleyebilirsiniz.

Rüçhan Hakkının Kullanımı

Seyhan Hukuk Bürosunun kurucu ortağı Av. Bülent Seyhan 1998 – 1999 yılları boyunca Ulusal Ekonomi dergisi olan PLATİN’de yatırımcıların karşılaştığı sorunlar ve Sermaye Piyasası Kurumu mevzuatı gibi konuları ele alan makaleleri yayımlanmıştır. Makaleleri sayesinde Borsa İstanbul İMKB oluşumunda katkılar sağlamıştır. Bu Makaleler dizisinde av. Bülent Seyhan’ın yazılarını inceleyebilirsiniz.

Aracı Kurumların Ön Denetimi

Seyhan Hukuk Bürosunun kurucu ortağı Av. Bülent Seyhan 1998 – 1999 yılları boyunca Ulusal Ekonomi dergisi olan PLATİN’de yatırımcıların karşılaştığı sorunlar ve Sermaye Piyasası Kurumu mevzuatı gibi konuları ele alan makaleleri yayımlanmıştır. Makaleleri sayesinde Borsa İstanbul İMKB oluşumunda katkılar sağlamıştır. Bu Makaleler dizisinde av. Bülent Seyhan’ın yazılarını inceleyebilirsiniz.

Bir İmzanın Öyküsü

Seyhan Hukuk Bürosunun kurucu ortağı Av. Bülent Seyhan 1998 – 1999 yılları boyunca Ulusal Ekonomi dergisi olan PLATİN’de yatırımcıların karşılaştığı sorunlar ve Sermaye Piyasası Kurumu mevzuatı gibi konuları ele alan makaleleri yayımlanmıştır. Makaleleri sayesinde Borsa İstanbul İMKB oluşumunda katkılar sağlamıştır. Bu Makaleler dizisinde av. Bülent Seyhan’ın yazılarını inceleyebilirsiniz.

YABANCILARIN TÜRKİYE’DE EVLENMESİ

Yabancıların Türkiye’de Türk vatandaşlarıyla evlenebileceği gibi aynı veya farkı uyruktan olan yabancılar da Türk makamları önünde evlenebilirler. Bu durumda karşımıza üç olasılık çıkmaktadır: Bir yabancının Türk vatandaşı ile evlenmesi, aynı uyruklu iki yabancının Türkiye’de evlenmesi veya farklı uyruklu yabancıların Türkiye’de evlenmesi.Biri Türk vatandaşı diğeri yabancı uyruklu bir çift Türkiye sınırları içinde evlenmeye karar verdiği taktirde, evliliğin şekline Türk hukuku uygulanacaktır, yani evlilik yetkili makamın önünde yapılmalıdır.5718 s. Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun “Evlilik Ve Genel Hükümleri” başlıklı 13. maddesi incelenecek olursa, Türkiye’de evlenebilmek için tarafların öncelikle evlenme ehliyetine sahip olmaları gerekmektedir. Tarafların evlenme ehliyetine sahip olup olmadığı kendi milli hukuklarına göre belirlenir. Bu durum genelde tarafların kendi ülke temsilciliklerinden (elçilik veya konsolosluk) aldıkları evlenme ehliyet belgesi ve doğum belgesi ile ispatlanır. Ülke temsilciliğinden Medeni Durum Belgesi alınarak kişinin bekar olduğu belgelenmelidir.
İstenen belgeler:
4’er adet vesikalık,Her iki tarafça imzalanmış ikişer tane evlenme beyannamesi, kişi Türkçe bilmiyorsa bu beyannamenin kendi diline çevrilmesi ve noterce onaylanması gerekmektedir,Yetkili kurumdan alınmış ve evlenmeye engel bir hastalığının bulunmadığını belgeleyen sağlık raporu,Kimlik, yoksa pasaport ve konsolosluk tarafından düzenlenmiş doğum belgesi, ikisinin de Türkçe değilse noter onaylı Türkçe tercümesi yapılması gerekirBekar olduğunu gösterir Medeni Durum BelgesiEvlenme ehliyetinin bulunduğunu gösterir evlenme ehliyet belgesi, bu belgede muhakkak “evlenmeye engel bir hali yoktur” ibaresinin yer alması gerekir.Yukarıda sayılan belgelerden yurt dışından gelenler konsoloslukça apostil edilmeli, onaylanmalı ve Dış İşleri Bakanlığınca onaylanmalıdır.Evliliğin Türkiye’de geçerli sayılması ve onaylanabilmesi için Türk Medeni Kanunundaki düzenlemelerin de göz önünde bulundurulması gerekir. Kişilerin Türk hukukuna göre reşit olması, yakın akraba olmaması, tek eşlilik kabul edildiğinden başka kişilerle evli olmamaları, kanunen evlenmesinde bir sakınca olmaması ve evliliğe engel bir hastalığı olmaması gibi koşulların sağlanmış olması gerekmektedir.
Aynı uyruk, farklı uyruk
İki yabancı, aynı uyruktan veya iki farklı uyruktan olmak üzere, Türkiye’de evlenmek istediklerinde karşılarına iki farklı seçenek çıkar. Bu kişiler kendi ülke konsolosluklarında evlenebilecekleri gibi konsolosluklardan izin alarak Türkiye yetkili memurlarının önünde de evlenebilirler. Yukarıda zaten sayılmış olan evraklar bu kişiler açısından da geçerlidir. Bu durumda kişiler Türk makamı önünde evlenmeye karar verirlerse yine aynı şekilde ehliyetleri kendi ülke hukuklarında göre belirlenir ve evliliğin şekli Türk hukukuna uygun olarak yapılmalıdır. Kişiler Türkçe bilmiyorlarsa evlenme sırasında yanlarında bir tercüman bulunmalıdır ve anladıkları bir dile memurun söylediklerini çevirmelidir. Zira tarafların rızası bu durumda asıldır ve bunun için neyi kabul ettiklerini anlamalıdırlar. Fakat böyle evlilikler Türkiye hukukuna göre geçerli olmayacaktır, Türk makamı önünde evlilik gerçekleştikten sonra kendi ülke temsilciliklerine bildirmeleri ve evlilik bağlarını onaylatıp kendi ülkelerinde geçerli hale getirmeleri gerekmektedir.

TÜRKİYE’YE GİRİŞ YASAĞI

Türkiye’ye giriş yasağı 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununda düzenlenmiştir. Söz konusu kanunun 9/1 maddesi aşağıdaki gibidir:

“Genel Müdürlük, gerektiğinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini alarak, Türkiye dışında olup da kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişini yasaklayabilir.”

Yukarıdaki maddeyi incelerken öncelikle bir takım kavramların tanımlanmasında fayda vardır.

“Yabancı” Kavramı:

Anayasanın 66 maddesinin 1 fıkrasındaki düzenlemeye göre, “Türkiye Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.” Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 3/1 maddesinin ü bendinde de Anayasanın belirtilen maddesinin mefhumu muhalifinden yola çıkarak, yabancı kavramının “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişiyi” ifade edeceği belirtilmiştir. Buna bağlı olarak sonradan Türk vatandaşlığı kazananlar da din, dil, ırk, felsefi görüş, cinsiyet, renk, siyasi görüş ve benzeri sebeplerden dolayı ayrımcılık yapılmaksızın Türkiye vatandaşıdır. Türkiye’de ikamet izni ile yaşayanlar Türk vatandaşı sayılmamaktadır.

“Kamu Düzeni” ve “Kamu Güvenliği” Kavramları:

Kamu düzeni kavramı birçok kanunda kullanılsa da kesin bir tanımı halen yapılmış değildir. Genel anlatımla toplumun ve kamunun genelini ilgilendiren düzen olarak anlaşılmaktadır. Kamu güvenliği ise aynı şekilde ülkede yaşayan toplumun güvenliğidir. Bu kavramlar yoruma çok açık olduğundan suistimal edilmeye oldukça açıktır ve her hukuka aykırı davranış bu kavramların dahilinde yorumlanabilir. Bu çıkarımdan anlaşılabileceği üzere, ülkeye giriş yasağı kararı almaya yetkili makam olan Genel Müdürlüğe bu konuya ilişkin geniş bir hareket alanı tanınmıştır.

Haklarında giriş yasağı kararı alınan kişiler sınır kapılarından geçerken durdurulur ve Türkiye’ye giriş yapamazlar. Bu kişilere Türkiye sınırlarından neden alınmadıklarına ilişkin “Kabul Edilemez Yolcu Bilgilendirme Tutanağı” verilir. Tutanağın üzerinde kişinin kimlik bilgileri, işlem saati ve açıklaması, kişinin bu tutanakla başvurabileceği makamlar ve hakları yazılı olmalıdır. Açıklama kısmında Genel Müdürlüğün iç yazışma kodları yazılı olduğundan kişi neden ülkeye alınmadığı hakkında bilgi almak istediği takdirde büyükelçilik veya konsolosluklardan “Pasaport Deport Sorgulama” yapabilir. Aynı zamanda bu sorgulamayı vize işlemlerini tamamlarken de yapabilir ve hakkında herhangi bir sınır dışı kararının olup olmadığını öğrenebilir.

Ülkeye giriş yasağı bir idari işlem olduğundan bu işleme karşı İdare Mahkemesine başvurulabilir. Fakat kanunda mahkemeye başvuru süresine ilişkin herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Bu durumda ülkeye giriş yasağı idari bir işlem olduğundan İdare Mahkemesine genel başvuru süresi kabul edilmeli ve mahkemeye altmış gün içinde başvurulmalıdır.

Ülkeye giriş yasağı en fazla beş yıl olabilir. Fakat kamu düzeni ve kamu güvenliği açısından ciddi bir tehdit bulunması halinde bu süre Genel Müdürlükçe on sene daha uzatılabilir, yani belirtilen durumların varlığı söz konusu olduğunda kişi hakkında on beş sene süre ile Türkiye’ye giriş yasağı konabilir. Bu durumda yine yukarıda belirtildiği üzere Genel Müdürlüğün takdir yetkisi vardır. YUKK 9 maddesinin 4 fıkrasında bu süre vize veya ikamet izni süresi sona eren ve kendi iradesiyle valiliklere Türkiye dışına çıkmak için başvuran kişiler açısından en fazla bir yıl olabileceği düzenlenmiştir.

Türkiye’ye giriş yasağı…

SINIR DIŞI KARARININ UYGULANMA USULÜ

Anayasanın 23 maddesine göre vatandaş sınır dışı edilemez. O halde sınır dışı edilebilmek için Türkiye vatandaşı olmamak gerekir. Türkiye kanunlarına göre Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes, sonradan kazanılmış olması durumları dahil, Türkiye vatandaşı sayılır. O halde bu kavramın tanımından yola çıkarak Türkiye vatandaşı olmayan herkesin yabancı konumunda olduğu kabul edilir.Sınır dışı, idari gözetim ve geri gönderme merkezleri ile ilgili düzenlemeler Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) 52-60. Maddelerinde yer almaktadır.
YUKK 54. Maddesinde açıkça hakkında sınır dışı kararı alınacaklar aşağıdaki gibi sayılmıştır.
“a) 5237 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi kapsamında sınır dışı edilmesi gerektiği değerlendirilenlerb) Terör örgütü yöneticisi, üyesi, destekleyicisi veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi, üyesi veya destekleyicisi olanlarc) Türkiye’ye giriş, vize ve ikamet izinleri için yapılan işlemlerde gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullananlarç) Türkiye’de bulunduğu süre zarfında geçimini meşru olmayan yollardan sağlayanlard) Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlare) Vize veya vize muafiyeti süresini on günden fazla aşanlar veya vizesi iptal edilenlerf) İkamet izinleri iptal edilenlerg) İkamet izni bulunup da süresinin sona ermesinden itibaren kabul edilebilir gerekçesi olmadan ikamet izni süresini on günden fazla ihlal edenlerğ) Çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenlerh) Türkiye’ye yasal giriş veya Türkiye’den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenlerı) Hakkında Türkiye’ye giriş yasağı bulunmasına rağmen Türkiye’ye geldiği tespit edilenleri) Uluslararası koruma başvurusu reddedilen, uluslararası korumadan hariçte tutulan, başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilen, başvurusunu geri çeken, başvurusu geri çekilmiş sayılan, uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında verilen son karardan sonra bu Kanunun diğer hükümlerine göre Türkiye’de kalma hakkı bulunmayanlarj) İkamet izni uzatma başvuruları reddedilenlerden, on gün içinde Türkiye’den çıkış yapmayanlar.” Kanun koyucu bu maddede hakkında sınır dışı etme kararı alınabilecek kişileri tek tek saymıştır. Sınır dışı etme kararı almaya yetkili makam bu maddede sayılan durumlar dışında böyle bir karar alamaz. Ancak maddede sayılanların yorumundan yola çıkarak hareket edebilir. Bu durumda özellikle YUKK 54/1 maddenin d bendi “kamu düzeni” ve “kamu güveni” gibi yoruma oldukça açık kavramlar içermektedir. Zira “kamu düzeni” ve “kamu güveliği” kavramlarının tanımı ve kapsamı hem doktrinde hem de Yargıtay’da oldukça tartışmalıdır.Sınır dışı kararı vermeye yetkili merci valiliklerdir. Her kişi için ayrı ayrı alınması gereken bir karardır, toplu şekilde birden fazla kişi hakkında böyle bir karar alınamaz.Sınır dışı etme kararlarının değerlendirilmesi ve karar alınmasının belirli süreleri vardır. Kişi kolluk tarafından yakalanmışsa bu süre kişinin kimliğine ilişkin bilgi ve belgelerin İl Göç İdaresine iletildiğinden itibaren veya kişinin İl Göç İdaresinde hazır bulunduğu andan itibaren 48 saattir. Bu kararlar yabancının yakalandığı, işlem gördüğü veya tespit edildiği ildeki valilikçe, Genel Müdürlüğün talimatı üzerine veya re’sen alınır.