İTİRAZIN İPTALİ DAVASI AÇILDIKTAN SONRA MENFİ TESPİT DAVASI AÇILABİLİR Mİ?

İİK madde 62 uyarınca borca itiraz eden borçlunun itirazının kaldırılması amacıyla alacaklı tarafından eğer gereken şartlar söz konusu ise itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilecektir. Öte yandan borçlu için bir diğer yol ise söz konusu icra takibine yönelik borcu ödemeden evvel açılabilecek olan menfi tespit davasıdır.

Bir tespit davası olan menfi tespit davası, borcun olmadığının ortaya çıkarılmasına yönelik bir davadır. Bu davayı açan taraf istisnai durumlar dışında, iddiasını ispat ile mükelleftir. Öte yandan  borçlu itiraz ettikten sonra itirazın iptali davası açılırsa menfi tespit davasının açılıp açılmayacağı hususu bu yazıda tartışılacaktır.

Bir borca itiraz yapıldıktan sonra itirazın iptali davası açılırsa eğer doktrindeki görüş menfi tespit davasının açılamayacağı yönündedir. Nitekim Prof. Dr. Baki KURU bu hususta şu ifadeleri kullanmıştır:

“Alacaklının, itirazın iptali davası açmasından sonra, borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Çünkü borçlu, itirazın iptali davasına karşı vereceği cevap layihasında borçlu olmadığı savunmasını ileri sürebilir; açılmış ve görülmekte olan bir davada savunma olarak ileri sürülebilecek hususlar için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur.” (Prof. Dr. Baki KURU, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Yetkin Yayınları, 2003, s. 50)

Konuyla alakalı olarak Yargıtay kararları da genellikle aynı yöndedir:

İtirazın iptali davası açılıp görülmekte olduğu sırada aynı konu ile ilgili olarak menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Hukuki yarar bir dava şartı olmakla, temyiz incelemesinde resen görülmesi gereken bir husus olup, aleyhe bozma yasağı kapsamı dışındadır. Yerel mahkeme hükmünün birleşen dava yönünden de bu gerekçeyle bozulması gerekirken, sadece yukarıda yazılı ilamımızda yazılı gerekçe ile bozulmuş olduğundan davalı- birleşen dosya davacısı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.” (Yargıtay 19. HD. 24.02.2014 T. 1583/3552)

Öte yandan Yargıtay’ın bu konuyla alakalı olarak yaklaşımı kül olarak incelendiğinde kimi zamanlarda hukuki faydanın bulunabileceği yönünde de kararlar vermiştir. Burada dikkat edilmesi gereken temel nokta borca ilişkin incelemelerin itirazın iptali davasında yapılmış olması ve borcun yeniden bir icra takibine konulamayacak şekilde ele alınmış ve neticelendirilmiş olmasıdır.

Sonuç olarak konu bakımından itirazın iptali davası ile menfi tespit davası aynıysa itirazın iptali davasından sonra menfi tespit davası açılamaz.