Türkiye’de Yat Hukuku Sektöründe Gelişmeler ve Uygulamalar
Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili coğrafi yapısı ve Akdeniz, Ege ile Karadeniz’e olan stratejik konumuyla, yat sektörü açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Ülkemizin yat limanlarının yüksek kapasitesi, turizm açısından sağladığı avantajlar ve son yıllarda yat üretiminde elde edilen başarılar, yat hukukunun da gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Yat hukuku, yatların sahipliği, kaydı, bayrağı, finansmanı, işletilmesi, sigortalanması ve ticari kullanımları gibi pek çok hukuki düzenleme ve uygulamayı içeren bir alandır.
Türkiye, Akdeniz ve Ege Denizi’ne kıyısı bulunan ülkeler arasında yat turizmi açısından en cazip bölgelerden biridir. Bodrum, Marmaris, Göcek ve Fethiye gibi kıyı şehirleri, her yıl binlerce yerli ve yabancı yatın uğrak noktasıdır. Bu durum, yat sahipleri ve işletmecileri için Türkiye’yi önemli bir destinasyon haline getirmektedir.
Yat Hukukunun Genel Çerçevesi
Yatçılık sektörü Türkiye’de 1980’lerden itibaren gelişmeye başlamış ve 2000’li yıllarla birlikte hızlı bir büyüme sürecine girmiştir. Bu dönemde Türkiye, özellikle yabancı yat sahiplerinin ve yatırımcılarının ilgisini çeken bir ülke haline gelmiştir. Yat hukuku alanındaki gelişmeler de bu büyüme paralelinde ilerlemiştir. Yat inşası ve satışına yönelik hukuki düzenlemeler, gümrük vergileri gibi alanlarda önemli gelişmeler kaydedilmiştir.
Yat hukuku, Deniz Ticareti hukuku kapsamına giren özel bir alan olup, yatların ticari veya özel amaçlarla kullanılması durumuna göre farklı düzenlemelere tabi olabilmektedir. Türkiye’deki yat hukuku, esas olarak Türk Ticaret Kanunu, Deniz İş Kanunu ve Türk Medeni Kanunu gibi kanunlar ile düzenlenir. Ayrıca uluslararası anlaşmalar ve sözleşmeler, özellikle Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS), Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası hukuk normlarını da içermektedir.
Türk Ticaret Kanunu ve Yatlara İlişkin Düzenlemeler
Türk Ticaret Kanunu, deniz ticaretine ilişkin düzenlemeleri kapsamlı bir şekilde ele alan temel yasal çerçeveyi sağlar. TTK’ya göre, yatlar da deniz ticaretine konu olabilen gemiler arasında yer almakta ve dolayısıyla bu kanun uyarınca kaydedilmeleri, denetimleri ve sigortalanmaları gerekmektedir. Yatların Türk bayrağı taşıyabilmesi için yat sahibinin Türk vatandaşı olması zorunludur. Ancak, yabancı bayrak taşıyan yatların Türk karasularında turistik faaliyetlerde bulunabilmesi de mümkündür, bu durum denetimler ve vergilendirme açısından farklı hukuki sonuçlar doğurabilmektedir.
TTK’da yatlar, “ticari yat” ve “özel yat” olarak ikiye ayrılmaktadır. Ticari yatlar, charter sözleşmeleri aracılığıyla kiraya verilebilen yatlar iken, özel yatlar ise yalnızca sahibinin kişisel kullanımına tahsis edilmiştir. Bu ayrım, yatın işletim koşullarını, sigortalanmasını ve vergi yükümlülüklerini doğrudan etkiler.
Charter Sözleşmeleri ve Ticari Yatlar
Charter sözleşmesi Denizcilik hukukunun önemli bir parçasıdır. Charter sözleşmeleri, gemi veya yatların belirli bir süre veya belirli bir sefer için kiralanmasını düzenler. Bu sözleşmelerde kiraya veren (owner) ve kiralayan (charterer) arasında yükümlülükler ve haklar belirlenir. Charter sözleşmeleri genel olarak üç ana türe ayrılır:
- Bareboat Charter (Demise Charter):
- Gemi/yat kiracının tam kontrolüne geçer ve kiracı, geminin kaptanını ve mürettebatını sağlar.
- Kiracı, gemiyi tam anlamıyla yönetir, bakımından sorumlu olur ve tüm masrafları karşılar.
- Bu tür charterda, mülkiyet kiraya verenin elinde kalır, ancak operasyonel kontrol kiracıdadır.
- Time Charter:
- Gemi/yat belirli bir süre için kiralanır. Ancak geminin kaptanı ve mürettebatı kiraya veren tarafından sağlanır.
- Kiracı, geminin nereye ve ne şekilde gideceğini belirler, ancak teknik yönetim kiraya verendedir.
- Bu modelde, kiracı yakıt, liman ücretleri gibi masrafları karşılar, kiraya veren ise mürettebatın maaşlarını ve geminin bakımını üstlenir.
- Voyage Charter:
- Gemi/yat belirli bir rota veya sefer için kiralanır. Kiraya veren, geminin operasyonel ve teknik yönetimini tamamen elinde tutar.
- Kiracı genellikle taşıma kapasitesini kullanır, ancak geminin bakım ve operasyon masrafları kiraya verene aittir.
Ticari yat charter sektörü, uluslararası düzeyde giderek büyüyen bir endüstridir ve bu alanda faaliyet göstermek isteyenler, charter sözleşmelerinin doğru bir şekilde düzenlenmesine dikkat etmelidir.
Yatların Bayrak Taşıma Hükümleri
Türkiye’de bir yatın kayıt altına alınması ve bayrak taşıma hakkı kazanması için öncelikle Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na başvurulması gerekmektedir. Bu başvuru sürecinde, yatın teknik özelliklerini gösteren belgeler, kimlik ve ikametgah belgeleri ve yatın sicil belgesi gibi çeşitli dökümanlar talep edilmektedir. Başvuru işlemleri, genellikle yerel liman başkanlıkları aracılığıyla yürütülür. Yat sahipleri, Türk bayrağı altında faaliyet göstermek istediklerinde belirli prosedürleri takip ederek yatlarını Türk Gemi Sicili’ne kaydedirler. Yabancı bayrak taşıyan yatlar ise Türkiye’de belirli sürelerle faaliyet gösterebilirler. Ancak, vergi avantajları ve çeşitli ticari haklar açısından, Türk bayrağı taşımanın getirdiği ayrıcalıklar oldukça fazladır.
Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı bayraklı yatlar, özellikle turistik amaçlarla sıkça tercih edilmektedir. Bu yatlar için uygulanan vergi muafiyetleri ve denetim standartları, yerel yat sahipleri için bir dezavantaj yaratabilir. Yabancı bayraklı yatlar Türkiye’de belirli sürelerle bulunabildiği için, yerel düzenlemelere tam anlamıyla tabi olmazlar. Bu durum, yabancı bayraklı yat sahiplerine vergi avantajı sağlar ve yerli yat sahiplerinin rekabet gücünü olumsuz etkileyebilir.
Başvuru ve Belgelerin Hazırlanması
Yat bayraklama sürecinin ilk adımı, gerekli belgelerin hazırlanması ve başvuru işlemlerinin başlatılmasıdır. Türkiye’de yat bayraklama için gereken belgeler şunlardır:
- Tekne Ruhsatnamesi: Yatın sahiplik belgesi ve teknik özelliklerini gösteren resmi belgedir.
- Satış Sözleşmesi: Yatın satın alındığını kanıtlayan belgeler ve satış işleminin detayları.
- Kimlik ve İkametgah Belgeleri: Yat sahibinin kimlik bilgileri ve ikametgah adresi.
- Sigorta Poliçesi: Yatın denizcilik faaliyetleri sırasında oluşabilecek risklere karşı sigortalandığını gösteren belge.
- Teknik Uygunluk Belgeleri: Yatın teknik özelliklerini ve güvenlik standartlarına uygunluğunu belgeleyen sertifikalar.
Bu belgeler hazırlandıktan sonra, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulunulur. Başvuru işlemleri, genellikle yerel liman başkanlıkları aracılığıyla gerçekleştirilir ve belirli bir ücret karşılığında yapılır.
Teknik İnceleme ve Denetim
Başvuru işlemlerinin ardından, yatın teknik incelemesi ve denetimi yapılır. Bu süreçte, yatın denizcilik standartlarına ve güvenlik kurallarına uygunluğu kontrol edilir. Teknik inceleme sırasında dikkate alınan başlıca kriterler şunlardır:
- Yatın Boyutları ve Kapasitesi: Yatın uzunluğu, genişliği ve taşıma kapasitesi.
- Motor Gücü ve Performansı: Yatın motor gücü ve denizdeki performansı.
- Güvenlik Donanımları: Yatın can yelekleri, yangın söndürücüler, cankurtaran botları gibi güvenlik donanımlarının mevcut olup olmadığı.
- Yapısal Durum ve Bakım: Yatın genel yapısal durumu ve bakım kayıtları.
Teknik inceleme sonucunda, yatın bayraklama için uygun olup olmadığına karar verilir. Yatın denetimi, yetkili denetim kuruluşları veya denizcilik uzmanları tarafından yapılır ve bu süreçte yat sahibinin işbirliği yapması gereklidir.
Kayıt ve Tescil İşlemleri
Teknik incelemenin başarıyla tamamlanmasının ardından, yatın resmi olarak kayıt ve tescil işlemleri yapılır. Bu işlemler, yatın Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olduğunu belgeleyen kayıt numarasının verilmesi ve Türk bayrağı taşıma hakkının tanınmasını içerir. Kayıt işlemleri sırasında yat sahibine bir Sicil Belgesi verilir. Bu belge, yatın kimlik bilgilerini ve tescil detaylarını içerir. Sicil belgesinin düzenlenmesi için gerekli bilgiler şunlardır:
- Yatın Adı ve Kayıt Numarası: Yatın resmi adı ve verilen kayıt numarası.
- Sahiplik Bilgileri: Yat sahibinin adı, adresi ve iletişim bilgileri.
- Teknik Bilgiler: Yatın boyutları, motor gücü, üretim yılı ve diğer teknik özellikler.
Sonuç
Türkiye, yat turizmi ve yat hukuku alanında stratejik bir konuma sahip olup, üç tarafı denizlerle çevrili olması ve Akdeniz, Ege ve Karadeniz’e kıyılarıyla bu sektörde önemli bir potansiyel barındırmaktadır. Türk Ticaret Kanunu, Deniz İş Kanunu ve ilgili uluslararası sözleşmeler çerçevesinde yat sahipliği, bayrak taşıma, charter sözleşmeleri gibi konularda kapsamlı düzenlemeler oluşturulmuştur. Bu yasal altyapı, sektördeki faaliyetlerin düzenli ve güvenli bir şekilde sürdürülmesini sağlamaktadır. Türkiye’nin yat hukukuna ilişkin mevcut mevzuatı, sektördeki büyümeyi destekleyici nitelikte olup, yat sahipleri ve işletmeciler açısından hukuki çerçevenin belirgin ve uygulanabilir olmasını temin etmektedir.
Kaynaklar
1. Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS), 1982.
2. Gül, F. (2020). Deniz Hukuku ve Uygulamaları. İstanbul: Denizcilik Yayınları.
3. Kaptanoğlu, M. (2018). “Türkiye’de Yat Hukuku ve Uluslararası Yat Mevzuatı Arasındaki İlişkiler”. Denizcilik ve Hukuk Dergisi, 23(2), 105-120.
4. Kaya, B. (2021). “Yat Kiralama Sözleşmeleri ve Türkiye’deki Yasal Düzenlemeler”. Hukuk ve Ekonomi Dergisi, 15(3), 45-63.
5.Türk Ticaret Kanunu, 6102 Sayılı Kanun.